Dallıoğlu Peyzaj, Seracılık, Fidan ve Çiçekçilik firması kurucusu 72 yaşındaki Yalçın Daler, birikimlerini ve sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Dede sanatını sürdürdüklerini belirten Yalçın Daler, şimdilerde işleri oğlu Nihat Kadir Dalerin yürüttüğünü ifade ediyor.
Çiçekçilik işinin dedesinin ve babasının sanatı olduğunun altını çizen Daler, onların yanında çırak olarak çalışmaktan hiçbir zaman çekinmediğini ve sürekli kendisini geliştirdiğini söylüyor. Okumayı hiçbir zaman bırakmadığını, aynı zamanda da ömrü boyunca teknolojiyi yakından takip ettiğini ifade eden Daler, başarısını buna bağlıyor.
100 metrekareyle başlayan öykü
İlk olarak evinin bahçesinde üretime başladığını anlatan Yalçın Daler, "Ben yer kiralamadan önce, evimin arkasında 100 metrelik camekanım vardı. Her şeye orada başladım. Sonraları yer kiraladım. Saksı çiçeği ve mevsimlik çiçekler yetiştirirdim bahçemde. Ankaradaki evimizden yol geçince arsamız da elimizden gitti. Sera tutmak zorunda kaldık. İşte o zaman Ankara Karşıyaka Mezarlığı mevkiinde 30 dönüme yakın yer kiraladım. Tabii o zamanlar oraları ıssızdı! Yıllar ilerledikçe başka yerde de yer tuttuk. Ödemişte de 60 dönüm seramız var. devam edip gidiyoruz" dedi.
Bu iş büyük sermaye işi
Yalçın Daler ‘sektörün gidişatını nasıl buluyorsunuz yönündeki soruya şöyle yanıt veriyor: "Bizim bu iş büyük sermaye işi. Ufak sermayenin hiçbir zaman altından kalkamayacağı bir iş. Böyle konuşunca bazı arkadaşlar kızıyorlar ama durum bu. Küçük sermaye hiçbir zaman formu, kaliteyi yakalayamaz. Ana parası olmayan adam nasıl yapsın; ufak tefek işler yapıyor. Fidesini satıyor, fideyi diğer üretici arkadaşlar alıyor onların vasıtasıyla geçiniyor gidiyor. Ama biz öyle değiliz. Teknoloji neredeyse biz oradayız. Fidelerimizin çoğu Fransadan gelir, ağaç türevlerimiz İtalyadan Hollandadan gelir. Biz kaliteyi yakalamış bir firma olarak bu saatten sonra kaliteden taviz vermeyiz."
Kimse tabiatı yok edemez
‘Sektörün önü açık mı? sorusuna ise Daler, yaşam felsefesiyle cevap veriyor; "İnsanoğlu var olduğu müddetçe tabiat var olacaktır. Tabiatı kimse yok edemez!" Daler, bizimle şunları paylaştı: "Tabiatın genişleyebilmesi için çiçekçinin olması lazım. Ev yapıyorsunuz, kupkuru olmaz önünde bahçe olacak. Dünya batana kadar önü açık bir meslektir bu."
Sohbetimizin sonunda Ödemişten de bahseden Yalçın Daler, Ödemişin iklim ve toprağının ne kadar önemli olduğunu söyledi. Ödemişe çok severek geldiğini kaydeden Daler, bu vadinin iklimi ve toprağı hiçbir yerde yok diyor. Daler, "Ödemişin en büyük özelliği nem yok. Bitkinin istediği hava da budur. Bizde hiçbir zaman için hastalık olmaz, bakteri üretecek ortam pek yok. Diğer sıcak yerlerde nem oranı fazladır, seralarda çökme dediğimiz hastalık mevcut olur. Türkiyedeki en güzel iklim burada" dedi.