ARDIÇ ÜRETİMİNDE TÜRK DEVRİMİ

Biraz kül, biraz limon, yüz binlerce fidan! Yalnızca ardıç kuşunun dışkısında çimlenerek yetişebilen ardıç ağacı Türk Orman Mühendisinin devrim gibi buluşuyla dünyada ilk defa insan eliyle üretilmeye başlandı.

ARDIÇ ÜRETİMİNDE TÜRK DEVRİMİ

Yılda 500 binin üzerinde ardıç fidanı üreten Isparta Eğirdirdeki fidanlık, dünyanın pek çok ülkesine öncülük ederken, burada üretilen ardıçlar yangına dayanıklı ağaçlandırma sahalarına dikiliyor.

DÜNYA ORMANCILIK TARİHİNDE TÜRK DEVRİMİ

Ağaç türleri arasında zorlu koşullara karşı en dayanıklı ağaç olan ardıç, bir zamanlar Türkiyenin orman varlığının yaklaşık yüzde onunu oluşturuyordu. Ancak insan kaynaklı kullanım baskısı yüzünden ardıç ormanları hızla yok olmaya başladı. Üretimi yapılamayan ve tohumları yalnızca ardıç kuşunun dışkısında çimlenerek yetişebilen ardıç ağaçları artık insan eliyle de üretiliyor. Orman Yüksek Mühendisi Hazin Cemal Gültekinin Isparta Eğirdirdeki Orman Fidanlığında başlattığı projeyle ardıç tohumları meşe külü, limon suyu ve tuz gibi doğal malzemelerle çimlendirilerek fidan üretimi yapılıyor. Dünya ormancılık tarihine devrim olarak geçen başarılı çalışmayla bugün yılda 639 bin ardıç fidanı üretiliyor.

ARDIÇ KUŞUNUN SIRRINI ÇÖZEN ORMAN MÜHENDİSİ ÇIĞIR AÇTI

Ispartanın Eğirdir ilçesinde bulunan Eğirdir Orman Fidanlık Müdürlüğünde 2003 yılında başlatılan ardıç fidanı üretme girişimi, büyük bir başarıyla sonuçlanınca Türkiye bugün dünyanın pek çok ülkesine ardıç üretimi konusunda öncülük etmeye başladı. Dönemin Eğirdir Orman Fidanlığı Müdür Yardımcısı Orman Yüksek Mühendisi Hazin Cemal Gültekinin araştırmaları ve özverili çabalarıyla başlatılan ardıç fidanı üretimi 10 yıldır artarak sürüyor. Geçmişte yalnızca ardıç kuşunun midesindeki salgı ve dışkısındaki kimyasallarla çimlenebilen ardıç tohumunu doğal malzemeler kullanarak insan eliyle çimlendirmeyi başaran Gültekinin projesini sürdüren Eğirdir Orman Fidanlığı, her yıl 500 binin üstünde ardıç fidanı üretiyor.
TOHUMLAR MEŞE KÜLÜ, LİMONLU SU VE TUZLA İŞLENİYOR

Ardıç fidanı üretimi konusunda sorularımızı yanıtlayan Orman Mühendisi Nazlı Özgü, çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Orman köylerinde yaşayan köylülere toplatılan ardıç kozalaklarının önce kurutulduğunu ardından da kırma makinesinden geçirildiğini anlatan Özgü, bu işlemin ardıç kuşunun taşlığındakiyle benzer olduğunu ve bu yolla kozalağın dışındaki etli kısmın ayrıldığının altını çizerek şu bilgileri verdi: "daha sonra patoz makinesinden geçirerek tohumları ayırıyor, ardından havuzlarda yıkıyoruz. Yıkama sırasında içi boş olan tohumlar havuzun yüzeyine çıkıyor. İçi dolu olan tohumlar da suyun içinde kalıyor. Doluluk oranlarını tespit ettikten sonra tohumları üç gün tuzlu ve küllü suda bekletiyoruz. Küllü su, tohumun çimlenmesini engelleyen reçine tabakasını temizliyor. Bildiğimiz meşe külü bu. Sitrik asit kuşun midesindeki öz sıvısında bulunan bir asit türü. Biz sitrik asit işlemini de limonlu su ya da sirkeyle yapıyoruz. Buradaki işlemler bittikten sonra tohumları yıkayıp temizleyerek kurutuyoruz, ardından da soğuk hava deposuna götürüyoruz."

LÜBNANA ARDIÇ FİDANI SATTIK, BU YIL HEDEF 639 BİN

Projenin mimarı olan Orman Yüksek Mühendisi Hazin Cemal Gültekinin önerileri doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini dile getiren Özgü, bu önerilerin başarı oranını arttırdığını belirterek, "Burada ürettiğimiz ardıç fidanlarını, yangına ve kuraklığa dayanıklı ormanlar oluşturulması için ağaçlandırma sahalarına gönderiyoruz. Çimlenme oranının daha iyi olduğu bu yıl 639 bin ardıç fidanı üretmeyi planlıyoruz. Üretim geçtiğimiz yıllarda da 500 binin altına düşmedi. Burada kokulu ardıç, boz ardıç ve dikenli ardıç üzerinde çalışıyoruz. Fidanlığımızın ardından, Antalya ve Konyadaki fidanlıklar da ardıç üretimine başladı. Fidanlığımız ardıç üretimi konusunda dünyaya açılan bir kapı oldu. Burada üretilen ardıç fidanlarını artık yurt dışına da satıyoruz. Geçtiğimiz yıl Lübnana ardıç fidanı sattık. Bir süre önce de Lübnandan bir heyet gelerek çalışmalarımızı gözlemleyip kendi ülkelerinde uygulamak için girişimde bulundu" dedi.

AŞILAMA YOLUYLA SAĞLIKLI AĞAÇLANDIRMA YAPILACAK

Daha sağlam türler elde etmek için iki yıldır aşılama çalışması yaptıklarının da altını çizen Özgü, bu çalışmanın Türkiyede bir ilk olduğunu belirterek, "Bunun sonunda kaynağı ve orijini belirli olan bireylerden tohumlar alacağız. Böylece daha fazla sahanın sağlıklı biçimde ağaçlandırılmasını sağlamış olacağız" bilgisini verdi.
‘TOROSLARIN ÖZÜ, ORMANI EN SON TERK EDEN ARDIÇTIR

Ardıç ağacının, kuraklık ve don gibi en zor iklim koşullarına dayanabilen dirençli bir tür olduğunu söyleyen Özgü, "ardıç ağacını zirvelerde görürsünüz. Ormanı en son o terk eder. Ormanın kaptanı diyebiliriz ona. Bu yanıyla bizim için çok önemli. Ayrıca pekmez elde edilen ardıç meyveleri, geçmişte hayvan yemi olarak da kullanılmış. Yaban hayvanları için de iyi bir sığınak. Çok güzel gölge veren gövdesi Yörükler ve göçebeler için de değerli. Torosların özü diyebileceğimiz ardıç ağacı, geçmişte pek çok amaçla kullanılmış. Ancak günümüzde endüstriyel ormancılığa yönelme oldu. Kısa sürede yetişen, daha güzel tomruğu olan, gövde yapısı düz ağaçlara daha çok önem verilir oldu. Oysa ardıç ekosistem açısından çok daha önemli bir tür. Ardıç üretimi konusunda buradaki çabaların zamanla daha iyi yerlere geleceğine inanıyoruz" diye konuştu.

ARDIÇ AĞACI YETİŞTİRMEK İSTEYENLERE KOLAYLIK

Peyzaj düzenlemesi ve özel amaçlı ardıç ağacı yetiştirmek isteyenlere fidan satıp satmadıkları yönündeki sorumuzu da yanıtlayan Özgü, daha çok belediyelerin fidan talebinde bulunduğunu ancak hobi olarak ya da özel ardıç üretimi yapmak isteyenlerin de fidanlığa başvurmaları durumunda uygunluğu ölçüsünde taleplerin karşılanabileceğini dile getirdi.   


Paylaş: 

Diğer Haberler