Türkiye’deki ilk gül üreticilerinden birisi olan Ergün Erünal, ithal gül karşısında yaşadığı zorlukları ve gül üretiminden vazgeçme sebeplerini sıraladı.
Çeyrek asırlık üretim ithalata yenik
Çeyrek asırdır gül üretimi yapan Ayer Tarım, ithal gül karşısında zayıf düştü. Ayer Tarım, gül üretimini her geçen yıl azaltıyor. Firma buna karşılık fide üretim kapasitesini artırıyor.
Meslekte çeyrek asrı dolduran 85 yaşındaki ‘Ergün Dede’ olarak bilinen Ayer Tarım’ın kurucusu Ergün Erünal, deneyimlerini ve görüşlerini anlattı. Türkiye’deki ilk gül üreticilerinden birisi olan Ergün Erünal, ithal gül karşısında yaşadığı zorlukları ve gül üretiminden vazgeçme sebeplerini sıraladı. Ergün Erünal ile Plant Dergisi İmtiyaz Sahibi Remzi Adıyaman görüştü.
Kaç yıldan beri bu meslektesiniz?
1992 yılından beri, 24-25 senedir.
Bu mesleğe nasıl başladınız? Şu anda durumu nasıl görüyorsunuz?
Ben esasen inşaat mühendisiyim. 1956 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezunum. 2 ay evvel, 60. meslek hayatımız sebebiyle üniversitemiz rektöründen bir altın arı rozeti aldık. 60 yıllık inşaat mühendisiyim. Meslek hayatım boyunca Anadolu’da çok iş yaptık.
1992 yılında tarım alanında iş yapmaya karar verdik. Türkiye’de 92 senesine kadar iklimlendirilir sera diye bir şey yoktu. O güne kadar metrekaresi 5 Dolara seralar yapılıyordu, biz ilk defa metrekaresi 25 Dolara sera yaptık. İlk defa Türkiye’de iklimlendirilebilir seraları yaptık. 1992 yılında 22 dönüm gül, 10 dönümü fidelik olarak işe başladık. Türkiye’ye ilk defa çok renkli gülleri getirdik. O zamanlar Türkiye’de gül üretiliyordu ama geleneksel sistemlerle üretiliyordu. Biz ilk defa modern tekniklerle bu işi yapmaya başladık. 12 ay gül üretimi yoktu, biz 12 ay gül ürettik. O sıralarda ‘Gülün adı Ayer’ sloganı ortaya çıktı. Bütün Türkiye’ye Ayer gülünün kalitesini ispat ettik.
2000 senesine kadar bu şekilde devam ettik. Adana tarafından büyük seralar yaptık, rekabet arttı. Gülün kalitesi biraz düşer gibi oldu ama biz üretime devam ettik. 4 – 5 sene evvel gül ithalatı vardı. Kotalar vardı, muayyen miktarlarda gül geliyordu ama muayyen kalitede geliyordu. Ne zaman ki, THY Kenya Nairobi’ye uçmaya başladı oradan felaket şekilde ucuz gül gelmeye başladı.
2 ay önce süs bitkileri üreticileriyle birlikte Kenya’ya gittik. 6-8 sent arasında gül satıyorlar. Biz gülü 16 sentten aşağıya üretemeyiz. Isıtıyoruz, soğutuyoruz, çalışan adamın sigortası var… 10 sene önce de gitmiştim ben Kenya’ya, o zaman işçinin maliyeti 1 Dolardı. Şimdi gittiğimde sordum, 2 buçuk Dolar seviyesine çıkmış. Tabii sigortası ödenmiyor, ısıtma-soğutma maliyeti yok, vergisi yok… Adamlar 6-8 sente gül satıyor. Bizim rekabet etmemiz mümkün değil.
Biz de 22 dönüm gülümüzü indirdik; ilk önce 18 dönüme, geçen sene de 8 dönüme düşürdük. Geçen yıl 8 dönümde 400 bin lira civarında zararımız oldu. Şu anda 4 dönüm daha söktük. Buraya fidelik yapacağız. 2017 yılını 4 dönüm ile idare edeceğiz. 2018’de de belki Ayer gül diye bir şey kalmayacak.
Sektörün geleceğini umutlu görmüyorsunuz.
Bu derece ithalat olursa durum kötü… İthalatçılarda da çok az çiçekçi var. Kamyoncu, doktor ithalatçılık yapıyor, çok az çiçekçi var. Kenya’da bir tanıdığı olan uçağa atıyor gülleri getiriyor. Bu kontrolden de geçmiyor herhalde, güller gelip pazara çıkıyor.
Kısacası para kazanırsanız iş yapabilirsiniz, kazanmazsanız iş yapamazsınız. En pahalı elektriği kullanıyoruz, belki de dünyanın en pahalı gazını yine biz kullanıyoruz. Bu şartlarda işi sürdürmemiz oldukça zor.
Şu anda işleriniz hangi boyutta?
Şimdilik 55 dönüm seramız var. Patlıcan ve domates üzerinde ıslah çalışmalarımız var. Bir iki tane de tescilimiz var. Piyasada tutunmaya çalışıyoruz. Gül üretimimiz var tabi ama bunun dışında esas sebze filesi yapıyoruz. Düz fide, bir de aşılı. Aşılı karpuz, domates, patlıcan, hıyar, kavun… O kısımda 100 civarında işçimiz var. Su sayı aşı zamanı biraz daha artıyor.
Yeni hedefiniz nedir?
Şirketimiz şu anda biyoteknoloji laboratuarı kurmak için bütün hazırlıklarını tamamladı. Türk tarımına hizmet etmeye devam edeceğiz. Türkiye’de fideyi kuran biziz. Şu anda 87 tane fide firması var, rekabet büyük. Kalite kontrolü de düzgün değil. Allah’a şükür, fideciliğimiz devam ediyor. Dediğim gibi, 6 dönüm gülü söktük oraya fide yapacağız. Yine gülün bir kısmını söktük orada da ıslah yapıyoruz. Domates çeşitleri vs. Islah tabii büyük bir teknoloji ve ona da yer lazım. Bunları biyotenoloji ile daha rahat yapacağımızı düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki sene biyoteknolojiye geçeceğiz. Böylece tarımda devamlılığımız sürecek. Ama gülle değil…