Gül Gülyağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (GÜLBİRLİK) Genel Müdürü Hasan Çelik, ılık geçen kış mevsimi ve don hadiselerinin yaşandığı mart ayından sonra bazı bölgelerde gül üretiminde olumsuzluklar yaşandığını ancak son haftalardaki yağışlarla sezonun uzadığını kaydetti. Her yıl mayıs ayı ortalarında başlayan gül hasadının haziran ayı sonunda bittiğini hatırlatan Çelik, bu sene hasat sezonunun temmuz ortalarında biteceğini söyledi.
İklim değişikliklerinin gül üreticisine hem olumlu hem de olumsuz etki yaptığını anlatan Çelik, şöyle konuştu: "Bu yıl bahar mevsiminin yağışlı geçmesinden dolayı sezon uzadı. Bu durum hem avantaj hem dezavantaj. Yağış olunca tomurcuklar açmıyor, bu da çürümesine sebeb olabiliyor. Her şeye rağmen bu yıl beklentilere cevap verebileceğimiz bir sezon geçirdik. Geçen yıl 6 bin 500-7 bin ton arasında bir rekolte vardı, bu yılki beklentimiz 7 bin ton ve üzeri. Bazı bölgelerde geçen yıla göre yüzde 25-30 daha fazla verim artışı oldu. 7 bin 500 ton civarında bir rekolte olacak."
50 BİN KİŞİ GÜLDEN GEÇİNİYOR
Çelik, Ispartada 22 bin dönüm arazide gül üretimi yapıldığını ve yaklaşık 50 bin kişinin gülden geçindiğini belirtti.
Bir yıl emek verilen gülün 20 günlük süre içinde tarladan toplandığına dikkati çeken Çelik, toplamasından fabrikalara taşınmasına kadar zahmetli bir süreç yaşandığını ifade etti. Gül çiçeğinden kozmetik ve parfümeri sektörünün en önemli hammaddesi olan gül yağı, konkret (katı gül yağı) ve gül suyu üretildiğini anlatan Çelik, gül sektörünün Türk ekonomisine 20 milyon avroluk katkı sağladığına işaret etti.
Dünyada üretilen 3 ton gül yağının yaklaşık 2 tonunun Ispartada üretildiğini vurgulayan Çelik, 15 ton civarında da konkret üretildiğini kaydetti. Gül yağının başta Fransa olmak üzere ABD , Kanada, İsviçre, Almanya, İngiltere, kısman Körfez ülkeleri ve Hindistana ihraç edildiğini bildiren Çelik, sektördeki en büyük sorunun gümrük vergilerinden dolayı pazarlama ile hammaddesi Türkiye de olmasına rağmen üreticinin parfümeri ve kozmetik sanayinde yeterinceiş yapamayışı olduğunu söyledi. Çelik, dünyada gül yağından parfümeri ve kozmetik üretilmesinde yaklaşık 250 milyar dolarlık bir pazardan bahsedildiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Bunun 2,5 milyar doları Türkiyenin hissesine düşüyor ama bunun yaklaşık yüzde 90lık kısmını ithal etmek zorunda. Yerli üretim yüzde 10 civarlarında. Bu tersliği düzeltmek gerekiyor. Türkiye endemik bitki türleri bakımından fevkalade zengin bir ülke. Yaklaşık 3 bin çeşit kokudan bahsediliyor. Parfümeri ve kozmetik sanayinin harekete geçmesi, hayat bulması, 2,5 milyar dolarlık paranın yüzde 90lık kısmının yurt dışına gitmesi yerine bu işe emek veren Türk insanında kalması, ülke için, ülke ekonomisi için büyük avantaj olur."
Bulgaristanda gül üreticilerine hem hükümet hem ABnin destek verdiğini dile getiren Çelik, "Gül üreticilerinin kullandığı motorinin yüzde 70ini devlet karşılıyor, teşvik söz konusu. Bu teşviklerden ötürü bizim gül yağı verdiğimiz firmalar artık bizden almayı düşünmüyor. Bulgaristanda yüzlerce dönüm bahçe kurup kendi ihtiyaçlarını karşılama yoluna gittiler" diye konuştu.
Pazarlamada en önemli unsurun rekabet edebilir bir fiyat ve maliyet düşüklüğü olduğunu kaydeden Çelik, sektörde rekabet edebilmesi için gül üretiminine teşvik primi verilmesi ve desteklenmesi gerektiğini söyledi. Ispartanın önemli gül üreticilerinden Halil Dursun Gezgin ise soğuk hava ve don nedeniyle geçen yıl 16 ton ürün aldığı bahçelerden bu yıl 8 ton civarında topladığını belirtti.
"Kınacık" ismi verilen bir hastalık sebebiyle de rekoltenin düştüğünü anlatan Gezgin, "Geçen yıla göre memnun değiliz ama yapacak bir şey yok" dedi. Öte yandan Gülbirlik tarafından geçen yıl kilogramı 3 lira 70 kuruştan alınan gülün bu yılki alım fiyatı sezon sonunda belirlenecek.
GÜL ÇİÇEĞİ ÜRETİMİ ARTTI
![GÜL ÇİÇEĞİ ÜRETİMİ ARTTI](https://www.plantdergisi.com//dosyalar/site_resim/haber/gul_cicegi_uretimi_artti_32.jpg)
Paylaş:
-
Önceki Haber
YEŞİL GÜBRE GÜÇ KATIYOR
-
Sonraki Haber
SAKARYA-BİR’DEN ZİYARET