İKLİM DEĞİŞİMİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İKLİM DEĞİŞİMİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Günlük konuşmalarımız sırasında dilimizden düşmeyen "iklim değişiyor" olgusu, her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor.   Gün geçmiyor ki görsel ve yazılı basında sel, hortum, su baskını haberleri yer almasın.  Değişimin nedenleri, sureli olup olmadığı (CO2 salınımı), zaman içinde tekrarlanan bir olay olup olmadığı (El Nino) bu yazının konusu değil  ancak  bu değişimin veya istikrarsızlığın sonuçlarını birebir yaşamaktayız.

 

İklimin dayattığı koşul ve sonuçlarla iç içe yaşayan ve dolayısıyla etkilenen meslek gruplarına mensup olduğumuza göre  (Ziraat Mühendisliği, Orman Mühendisliği, Peyzaj Mimarlığı) oluşmakta olan yeni koşullara ayak uydurmamız gerekecektir. Bunun için atılacak  doğru adımların  çevreye , ekonomiye ve estetiğe  katkıları  küçünmeyecek derecede önemlidir.

 

Değişimin temel nedenleri ve buna bağlı olarak daha fazla yeşil alan, daha az CO2 salınımı gibi temel konuları tartışma dışı bırakarak esas  olarak, meslek gruplarının değişim sürecinde nasıl bir arayış içinde olmaları gerektiğini tartışmalıyız.

 

İklim değişiminin  bizim coğrafi kuşağı etkileyen en belirgin iki unsuru;  yağmurların azalması ve ısının yükselmesidir. Aslına bakılırsa bu yeni durum Anadolu yarımadasının coğrafi konumu ele alındığında  çok yadırganacak bir durum değildir zira okul kitaplarında Akdeniz iklimi "kışları ılık ve yağışlı, yazları ise kuru ve sıcak" olarak tarif edilir. Akdeniz iklim kuşağında bulunmasına rağmen özel konumu nedeniyle Anadolu yarımadası bu tarifin dışına çıkan özelliklere sahiptir ancak bu değişim sürecinde veya  sonucunda bu özelliklerini kaybetmek tehlikesi ile karşılaşacak ve gerçek bir Akdeniz iklimi karakterini yaşamak ihtimali kuvvetle muhtemel olacaktır. Pratik sonuçlar açısından ele alırsak herşeyden önce su potansyelimiz azalacak ve ısı yükselecektir.

 

Bu durum tasarımdan başlayacak olan  bir değişimin habercisidir. Yeni yeşil alanlar su ihtiyacının daha düşük  veya  sıfıra yakın olması hedefinden hareketle tasarlanacaktır.  Bugüne kadar yeşil alanları karakterize eden ve olmazsa olmaz diye baktığımız çim alanlar azalacak veya yok olacak, yerini yerörtücü bitkiler alacaktır. Bu durumda, yüksek su ihtiyacı gösteren tropikal veya subtropikal türler yerine çok zengin bir potansyele sahip Akdeniz kuşağının bitkilerine, hatta Anadolu florasının paha biçilmez eşsiz bitkilerine yönelinmelidir.

 

Doğacak olan bu yeni talep, bitki üreticilerini yeni organizasyonlara ve üretimlere yönlendirecektir. Araştırmacılar ve işin profesyonelleri, oluşacak yeni talepleri karşılayacak  bitkiler üzerine yoğunlaşmaları ve  bahçelerimize uygun bitkilerin seleksiyonları, hybridleri üzerinde çalışmaları gerekecektir.

 

Aslına bakılırsa başa dönülecek, yani suyun bu kadar kolay temin edilemediği veya dağıtılamadığı dönemlerde  bahçeler veya daha geniş anlamda yeşil alanlar bu prensipler  çerçevesinde  tasarlanmışlardı. Endülüs bahçeleri, Güney Fransa  ve İtalyan Rivierası, İngiliz asilzadelerin villa bahçeleri, çok uzağa gitmeden  19uncu asırda  Boğazın yamaçlarında oluşturulan muhteşem korular bu prensiplere uygun olarak tasarlanıp gerçekleştirilmişler ve bugüne kadar gelebilmişlerdir.

 

 

Seksenli yıllarda Denver (Colorado-ABD) Sular İdaresi tarafından "Xeriscape" (Yunanca  Xeros/susuz - Scape Peyzaj) sloganı ile başlatılan kampanyanın sonucunda, kentte yeşil alanların sulamasında kullanılan su miktarında yüzde 70  tasarruf edilmiştir. Bu örnek bize daha az su ile de yeşil alanlar oluşturabileceğini anlatmaya yeterlidir.

 

 

Tasarrufun yanısıra bitki çeşitliliği artacağını düşünür isek yeşil alanların çok daha bitki  zengini  olacakları muhakkaktır. Öyle ise şimdiden kolları sıvayıp bu doğrultuda hareket etmekte hiçbir zarar görmeyeceğimiz gibi karşılaşacağımız muhtemel değişimlere de hazırlıklı olmuş oluruz.

 

 

 


New green areas will be designed with the aim of less water needs even close to zero.

The lawns which characterize the green lands and seen as one of the essential application be reduced or will disappear, instead of lawns ground cover plants will take place.

 

In this case, the plants of the Mediterranean belt, or even priceless unique plants of the flora of Anatolia should be addressed.


Paylaş: 

Diğer Haberler