Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde yapılan kurultaya Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Erol Ertan, rektörümüz Prof. Dr. Suha Aydın’ın yanı sıra rektör yardımcımız Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Sahil Güvenlik Komutanı Albay Rahim Conguloğlu, İl Jandarma Komutanı Kd. Albay Bedri Dursun, İl Emniyet Müdürü Arif Öksüz, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, öğretim elemanları ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen öğrenciler katıldı.
Çevresel sorunları tartışmak, bilimsel yaklaşımla çözüm önerilerini ortaya koymak ve özellikle üniversite öğrencilerinde çevresel farkındalık yaratmak amaçlarını taşıyan ÇMO 5. Öğrenci Kurultayı, İstiklal Marşı ve saygı duruşuyla başladı. Açılışta söz alan Vali Hasan Basri Güzeloğlu, öğrencilere Mersin’i tanıtarak başladığı konuşmasında Mersin’in ekonomik olarak da Türkiye’nin 2023 hedefi yürüyüşüne zenginlik ve değer katan önemli bir kent olduğuna vurgu yaptı. Mersin olgusunun, algılanandan çok ötede olduğunu belirten Vali Güzeloğlu, Mersin’in, Türkiye’nin kamu hazinesinden ve yatırımlarından aldığı payın daha fazlasını kamuya aktaran 12 kentinden biri olduğunu sözlerine ekledi. Mersin'de biri devlet ikisi vakıf olmak üzere üç üniversite olduğunu kaydeden Vali Güzeloğlu, Mersin’in geleceğe dair yolculuğunda çok önemli sınavları ve sorumlulukları olduğundan bahsetti ve 2013 Akdeniz Oyunları hazırlıkları kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Güzeloğlu, “Hedefimiz sadece fiziksel altyapının ve organizasyonel başarının değil, sportif başarıların da elde edilmesidir” ifadesini kullandı.
Kaynak: www.mersin2013.gov.tr
Vali Güzeloğlu: “Gençliğin doğru ve güçlü yetişmesi, bu ülkenin önündeki hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyor."
Ülkemizin en büyük zenginliğinin bilgili ve değişim sürecinde dünyaya ayak uyduran gençlik olduğunu söyleyen Güzeloğlu, “Gençliğin doğru ve güçlü yetişmesi, bu ülkenin önündeki hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyor. Bilgiye erişmek, bilgi temelinde gelecektir ve bilgiyi yönetmek de asıldır. Bilginin bilimsel olması, bilimsel bilginin hayatın anlamı içerisinde kullanılması, bugün gelişmiş ve kalkınmış bütün toplumların temel gerçeğidir. Bilgiyi edinen değil, bilgiyi üreten olmak zorundayız. Bilgiye dayalı değişimin konusu değil, değiştiren öznesi olmak durumundayız ve bunu sağlayacak olan bilim yuvalarımız, üniversitelerimiz, bilim insanlarımız var. Bugün Türkiye'de üniversite sayısı da bu üniversitelerin alt yapıları da ileri düzeydedir. İçinde bulunduğumuz Mersin Üniversitesi de dünyanın iddialı bütün ülkelerinin üniversiteleri gibi uluslararası bir boyuttadır” şeklinde konuştu.
Mersin’de yapılacak olan nükleer santral konusuna da değinen Güzeloğlu, “Bilin ki, bütün projelerde zaten sizin meslektaşlarınız ve bilim insanlarımız var. Ne nükleer santral ne diğer santraller ne de herhangi bir çevre projesi, çevre mühendisinin ve bilim insanlarının görüşü olmadan hayata geçmiyor. Dolayısıyla nükleer santral fikrinin karşısında olanlar kadar yanında olanlar da var. Ama bir gerçek var. Türkiye büyümek zorundadır. Türkiye hedeflerine koşar adım yol alarak erişmek zorundadır. Ertelenmiş beklentilerimizi, ötelenmiş düşünce ve hedeflerimizi hızla hayata geçirmek zorundayız. Güçlü olmak zorundayız. Nükleer teknolojiyi enerji üretiminde ve diğer alanlarda kullanmaya dönük kararlılığımızın çevreyle olan ilişkisini bir an önce ortaya koymak zorundayız. Üretim ve sanayi için Fransa’daki enerji maliyetinden 5 kat daha fazla bir maliyet ödeyen Türkiye’nin, maliyetleri indirmediği takdirde gelişmiş ülkeler seviyesine erişmesi asla mümkün değildir” diyerek konuşmasını tamamladı.
Rektörümüz Prof. Dr. Suha Aydın da, kongreye çeşitli üniversitelerden katılan öğrencilere hitap ederek onları üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. Kurultayda sıradan entelektüel bireylerin kafalarında oluşan soruların da giderilmesini umduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın, ülkemizin enerji üretimi yönünden kısıtlı durumda olduğunu, sanayi için gerekli enerjiyi en pahalı biçimde elde eden ülkeler arasında yer aldığını söyledi. “Böyle olunca kısıtlı enerji kaynaklarımız varken nükleer enerjinin neden reddedilmekte olduğunu sorgulamak istiyorum” diyen Prof. Dr. Aydın, bu düşüncenin kendisinin düşüncesi olduğunu ve üniversiteyi bağlamadığını belirtti. Prof. Dr. Aydın “Bu kurultay sonucunda benim ve benim gibi sıradan entelektüellerin de kafalarındaki sorulara yanıt oluşturursanız sevinirim. Geçmişteki Çernobil ve Japonya’daki Fukuşima gibi iki büyük nükleer enerji felaketinin ardından hepimizin aklında soru işaretleri oluştu. Mersin Akkuyu’ da nükleer santral kurulması için çalışmalar yapan iki bilim insanı bize bilgi aktarımında bulunmuştu. Bu iki hocamız arasında bile görüş ayrılığı vardı. Eğer nükleer enerji gerçekten zararlıysa bunu yapmayalım ama değilse ki dünyadaki Fransa ve İspanya gibi pek çok gelişmiş ülkenin bu enerjiyi kullandığını görüyoruz. Bunların hepsini tartışın ve sonuç raporunuza yazın ki bizler de konuyla ilgili bilgi sahibi olalım” şeklinde koştu.
Prof. Dr. Aydın: “Benim siz öğrencilerden isteğim, tüm fikirlerinizi bilgi ile donatın ki inanılırlığınız artsın."
Sıradan inanlar için deneme-yanılma metodunun uygun olabileceğini ancak bilim adamlarının deneme-yanılma metotlarının laboratuvarlarla sınırlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydın, laboratuvar çalışmalarından sonraki aşamanın uygulamaya dönük kesin kararlar olması gerektiğinin altını çizdi. Öğrencilerden beklentilerini aktaran Prof. Dr. Aydın şunları kaydetti: “Benim siz öğrencilerden isteğim, deneme-yanılma metotlarınızı sadece laboratuvarlarla sınırlı tutun, ondan sonraki dönemlere taşımayın. Lütfen tüm fikirlerinizi bilgi ile donatın ki inanılırlığınız artsın. Buradaki çalışmalarınızda da bunu uygulayın.”
Çevre sorunlarının artık dikkat edilmesi gereken konular arasında yerini aldığını kaydeden rektör yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Özdemir de son yıllarda uygulanan çevre politikalarının ve bireylerin bu alandaki bilinç düzeyinin memnuniyet verici düzeyde olduğunu ifade etti. Bu bağlamda bir spor organizasyonu olan Akdeniz Oyunları’nda ilk kez çevre konusunun departman olarak yapılandırıldığını aktaran Prof. Dr. Özdemir, bunun çevre konusuna verilen önemi açıkça gösterdiğini belirtti. Çevre hizmetleri departmanı olarak gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahseden Prof. Dr. Özdemir, “Oyunlar sırasında meydana gelebilecek sorunların en aza indirgenmesi için çalışmalar yürütmekteyiz. Ancak burada altı çizilmesi gereken husus oyunlar öncesinde toplumda çevre farkındalığı oluşturmak üzere bir dizi faaliyetlerin sürdürülmesidir. Bu amaçla birçok kamu ve sivil tolum kuruluşu ile birlikte çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. 14-16 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan Mersin üniversitesi 1. Çevre Kongresi de bu çalışmalardan biridir. Bu amaçla farklı üniversitelerden gelen öğrencilerin sunacağı bildirilerle çevre yaklaşımına büyük katkı sağlayacaktır” diyerek konuşmasını tamamladı.
TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı da 'Çevre Mühendisi' adayı mühendislik öğrencilerine zorunlu üyesi olacakları TMMOB ve Çevre Mühendisleri Odası ile ilgili bilgi verdi. Bu meslek örgütünün gücünü üyesinden, onun bilimsel çalışmalarından aldığını vurgulayan Soğancı, örgütün amaçları konusunda öğrencileri bilgilendirdi.
Çevre Mühendisliği mesleğinin insan ile teknolojiyi buluşturan, insan odaklı bir meslek olduğunu söyleyen Soğancı, “Bu da mesleğin uygulayıcılarına ve onların meslek örgütlerine büyük sorumluluklar yüklüyor. Biz bir yandan insan odaklı bir mesleğin uygulayıcıları ve o uygulayıcıların örgütleri olarak insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkarız ki çevre de bunun içine girer. Öte yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızın bilincinde olarak bunun gereklerini yerine getirmeye çalışırız. Memlekete dair ne kadar sorun varsa kelimenin en geniş anlamıyla siyaset yaparız; sorunları tespit eder, bilimin yol göstericiliğinde de hem yerel hem de merkezi iktidara mesleki birikimlerimizin sonuçlarını iletmeye çalışırız. Örgütümüzün, meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarının korunması, bu ülke içinde bunların gelişiminin sağlanması ve meslek içi eğitimlerle mesleki eğitimin sürekliliğinin sağlanması gibi sorumlulukları da vardır” ifadelerini kullandı.
Bozoğlu: "Ülkemizde bir nükleer santralin kurulması, ciddi bir çevresel problemi de beraberinde getirecektir."
Konuşmasına ÇMO ile ilgili bilgi vererek başlayan TMMOB ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu ise mesleğin ve meslek odasının gelişim süreçleriyle ilgili şunları söyledi: “Günümüzde çevre mühendisliği ülkemizde ve dünyada yaşanan çevre sorunlarıyla beraber çeşitlendi, gelişti ve günümüze kadar geldi. Geçmişte disiplinler arası olarak tanımlanan mesleğimiz bugün başlı başına bir disiplin haline geldi. Bu süreçte mesleğimiz bazen üniversitelerde çevrecilik mi çevre mühendisliği mi gibi sığ tartışmalara, bazen de temizlik ve sadece atık toplamak gibi alanlara sıkıştırılmaya çalışıldı. Ancak odamızın ve meslektaşlarımızın da desteğiyle bugün çevre mühendisleri büyük oranda istihdam sorunları aşılmaya, kamu kurumlarında ve belediyelerde istihdam edilmeye başlanmış bir meslek alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.” Çevre mühendislerinin ve öğrencilerinin, mesleğini etik kavramlar ve kamu yararı üzerinden yürütmeleri gerektiğinin altını çizen Bozoğlu, meslek odası olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki çevresel sorunlara bu perspektifle yaklaştığını ve bilimsel bilgi ve tekniğin verdiği birikimi kamu yararına sunarak sorunlara çözüm üretmeye çalıştığını aktardı.
Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santral projesine de değinen Bozoğlu, “Nükleer teknoloji yeni bir teknolojidir. Çevre mühendisleri ve Çevre Mühendisleri Odası, çevre sorunlarının çözümünde çevre teknolojisinin uygulanabileceği tesisleri destekler. Nükleer santraller çevre teknolojilerinin uygulanabileceği tesisler değildir ve atığın bertaraf yöntemi yoktur. Dolayısıyla ülkemizde bir nükleer santralin kurulması, ciddi anlamda bir çevresel problemi de beraberinde getirecektir. Gelişmiş ülkeler sürtünmesiz ortamda rüzgar enerjisi üzerine Ar-Ge çalışması yaparken bize kirli teknoloji satarak süreci yürütmektedirler. Bu kurultayda umarım, ülkemizde yerli çevre teknolojisinin geliştirilmesine ve enerji problemlerinin Türkiye’de çevre dostu bir enerji sürecinin yaratılmasına dair çalışmalar yürütülecektir. Odamız ve diğer meslek odaları da Türkiye’de nükleer santral kurulmamasına ve daha yaşanılır bir çevre oluşmasına dair çabalarını sürdürecektir” diyerek konuşmasını tamamladı.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Öğrenci Komisyonu Başkanı Fatma Sadioğlu, doğal ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın her canlının hakkı olduğunu belirterek, çevre sorunlarının giderek arttığı günümüzde sorunlara bilimsel biçimde yaklaşarak çözüm önerileri sunmak ve özellikle de üniversite öğrencilerinde çevresel farkındalık yaratmanın kurultayın asıl temasını oluşturduğunu söyledi. Sadioğlu ayrıca kurultaya katılan üniversiteler ve kurultay programıyla ilgili katılımcıları bilgilendirdi.
Açılış konuşmalarının ardından Türkiye Zihinsel ve Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nın (ZİÇEV) Mersin Şubesi’ne kayıtlı çocuklar, bir ritim gösterisi gerçekleştirdiler.
İki gün süren ve dört oturumda gerçekleşen kurultayda, değişik üniversitelerin Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencileri tarafından bildiriler sunuldu. İlk gün Çevre Yönetimi ve Politikaları başlıklı iki oturumda “Kyoto ve Sonrası”, "Nedir Akkuyu’daki Ecel Servetimiz”, "Kentsel Dönüşüm ve Uygulamaları”, “Yerel Yönetim ve Çevre”, “Çevre Politikalarının Dünü Bugünü Yarını” konuları tartışıldı ve Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ile bir söyleşi gerçekleştirildi. İkinci günün ÇMO Örgütlülüğü ve Çevre Mühendisliği adlı ilk oturumunda “Hangi Kariyer”, “Çevre Mühendisliği Eğitimi”, “İş Kazaları”, “Hükümetin Çevre Politikaları”, “Sosyolojik Bakış” konuları konuşulurken Ekolojik Yıkımlara Çevre Mühendisliği Bakışı başlıklı son oturumda ise “Ekolojik Aktivizim ve Çevre Mühendisliği”, “Ekolojik Yıkım”, 2B Arazileri”, “İstanbul”, “Ergene’nin Geleceği” gibi konular masaya yatırıldı.
Mersin Çevre Kongresi’nin İlki Yapılıyor
Çevre Mühendisleri Odası 5’inci Öğrenci Kurultayı’nın ardından üniversitemiz Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencileri tarafından 1. Mersin Çevre Kongresi düzenleniyor. 14-16 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen kongre kapsamında konferans, söyleşi ve atölye çalışmaları düzenlenecek; değişik üniversiten katılan öğrenciler tarafından bildiriler sunulacak.