6 Şubat 2024 Salı
YAZAR'A AİT DİĞER YAZILAR |
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇİM ALANLAR; GÜBRELENMESİ VE HASTALIKLARA KARŞI BAKIM TAVSİYELERİ 8 Ağustos 2017 Salı |
İklim değişikliği sonucu artan sıcaklıklar, oldukça değişken yağış rejimi ve her yıl daha şiddetli yaşanan kuraklık nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de azalan su kaynakları endişe vericidir. Yaşam için vazgeçilmez ancak sınırlı bir doğal kaynak olan su, rekreasyonel, estetik ve fonksiyonel faydaları ile şehirlerimizi yaşanılabilir kılan yeşil alanlar içinde elzemdir. Çimler ev bahçelerinden, futbol ve golf sahalarına, parklara ve karayolları şevlerinin stabilizasyonuna kadar farklı amaçlara hizmet eden yeşil alanlarda en yaygın kullanılan yer örtücü bitkilerdir (Şekil 1).
Bu kapsamda yeşil alanların vazgeçilmez örtüsü olan çim alanlarda su tüketimi en önemli tartışma konularından biri haline gelmiş ve su kullanımını optimize edecek arayışlar artmıştır. Acaba çim alanlarımızda suyu daha etkin kullanabilirmiyiz? Çim bitkileri arasında su tüketimi açısından fark varmdır? Peki daha az su ile hala yeşil ve kaliteli çim alanlara sahip olabilir miyiz? Tüm bunlara cevap ‘evet'. Çim alanlarda su tüketimini azaltmaya yardımcı olurken, kaliteli ve sağlıklı çim alanları sağlayacak bazı tavsiyeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1.Kuraklığa dayanıklı ve aynı zamanda yüksek sıcaklıkları tolere eden çim tür ve çeşitlerinin tercih edilmesi:
Kuraklığa dayanıklı çim tür ve çeşitleri su tüketiminde çok büyük fark yaratır. Çim türleri ve hatta aynı türe ait çim çeşitleri arasında kuraklık dayanımı ve su tüketimi açısından çok geniş farklılıklar vardır (Şekil 2).
Bu kapsamda bulunduğumuz bölgenin iklim koşullarına adapte olmuş çim türleri arasından kuraklığa en dayanıklı tür ve çeşitleri kullanmak zorunluluktur. Genel olarak çim bitkileri serin iklim (C3 çimleri) ve sıcak iklim çim türleri (C4 çimleri) olarak iki gruba ayrılır. Serin iklim çim türlerine kıyasla kuraklığı çok daha iyi tolere eden, yüksek sıcaklıklara genetik olarak daha dayanıklı, ikincil kalite tuzlu sular ile sulanabilecek seviyede tuz stresine dayanım gösterebilen sıcak iklim çim türlerine olan ilgi tüm dünyada artmaktadır. Optimum büyüme ve gelişmelerini 27-35 oC sıcaklıkta yapan sıcak iklim çim türleri içinde Bermuda çimi (Cynodon dactylon sp), Buffalo çimi (Buchloe dactyloides) Zoysia çimleri (Zoysia spp.), Paspalum vaginatum, Kikuyu çimi (Pennisetum clandestinum) çok iyi kuraklık dayanımı ile öne çıkmaktadır. Sıcak iklim çim türleri subtropik ve geçiş (ılıman karasal) iklim kuşağındaki coğrafyalarda yeşil alanlarda yaygın kullanılmaktadırlar. Sahip oldukları anatomik yapıları ve izledikleri C4-fotosentez yolağı nedeniyle, bu türlerin su tüketimleri Lolium perenne gibi ülkemizde çok yaygın kullanılan klasik serin iklim çim türlerine göre %50' ye varan oranda daha azdır. Nitekim ABD'de yapılan bir çalışmada bir serin iklim çim türü olan Poa pratensis, toprakta su oranı tarla kapasitesi açısından %100 karşılandığında kaliteli çim örtüsü sağlarken, sıcak iklim çim türü ‘Bermuda' tarla kapasitesinin %40-60'ı oranında sulandığında kaliteli çim örtüsünü sürdürebilmiştir. Ayrıca sıcak iklim çim türlerinin azot kullanım etkinlikleri de çok daha yüksek olup, büyüme ve gelişmeleri için çok daha düşük oranda gübrelemeye ihtiyaç duyarlar. Sıcak iklim çim türleri ülkemizde daha ziyade Akdeniz sahil kuşağında yer alan bölgelerimizde bilinmekte ve kullanılmaktadır.
Ülkemizin diğer bölgelerinde tesis edilen çim alanlarda ise başta Lolium perenne., Poa pratensis L, Agrostis spp. Festuca spp. gibi serin iklim çim türleri (C3 çimleri) kullanılmaktadır. Serin iklim çim türleri optimum büyüme ve gelişmeleri için 16-24 oC sıcaklıklara ihtiyaç duyarlar. Yüksek sıcaklıklar bu türlerde fotosentezi ve akabinde büyüme ve gelişmeyi inhibe ederken, yapraklarda yaşlanmayı hızlandırmakta, kök biyokütlesinde kayıplara ve kök ölümlerine yol açmakta, bu durum ise bitkinin topraktan su ve besin elementlerini alma kabiliyetini düşürmektedir. Küresel iklim değişikliği ile birlikte her yıl daha şiddetli ve sık yaşadığımız kuraklık ve yüksek sıcaklık streslerinden, özellikle geçiş iklim kuşağındaki serin iklim çim türlerinin çok daha fazla etkileneceği ve zarar göreceği bildirilmektedir. Bu durum yeşil alan bakım ve tesis masraflarını arttırmakta, zaten sınırlı olan su kaynakları üzerinde yoğun baskı oluşturmaktadır. Küresel iklim değişikliği ve azalan su kaynaklarımızı göz önüne alarak, yeşil alanlarımızda en uygun çim bitkilerinin seçimi ve kullanımı konusunda mevcut bilgilerimizin ve alışkanlıklarımızın güncellenmesi ve/veya değiştirilmesi elzemdir. ABD'de 2017 yılında yapılan ve küresel iklim değişikliğinin çim bitkileri üzerine etkilerini konu olan tahminlerde; maksimum hava sıcaklıklarında öngörülen değişiklikler ve artan kök bölgesi sıcaklıklarının halihazırda subtropik / tropik iklim kuşağında yaygın olan sıcak iklim çim bitkilerinin, kuzey bölgelere doğru göçünü teşvik ettiğini bildirmektedir. Nitekim Avrupa'da İtalya ve İspanya başta olmak üzere, yeşil alanlarda sıcak iklim çim türlerine olan talebin arttığı ve özellikle Zoysia çimlerinin çevreci çimler olarak kabul edilerek sürdürülebilir yeşil alanlarda kullanımlarının her geçen gün arttığı görülmektedir. Bu kapsamda kuraklık dayanımı daha yüksek sıcak iklim çim çeşitlerinin ıslahı ve yeşil alanlarımızda kullanımları her geçen gün önem kazanmaktadır.
Akdeniz Üniversitesinde yürütülen çim bitkileri ıslah programında, ülkemiz koşullarına daha iyi adaptasyon sağlayan ve kuraklığa dayanıklı yerli Bermuda ve Zoysia çim çeşit adayları geliştirilmektedir (Şekil 3).
Bu programdan geliştirilen bazı çeşitler örneğin ‘Survivor' Bermuda çimi üstün kuraklık dayanımı ile öne çıkmakta ve sadece iki haftada yapılan bir yapılan sulama ile bile yeşil rengini ve çim kalitesini sürdürebilmektedir (Şekil 4). Zoysia ıslah programında geliştirilen yeni çeşitlerimiz (AnaZoy ve TürkZoy) daha düşük su ihtiyaçları ve daha yüksek sıcaklık dayanımları ile serin iklim çim bitkilerinin yerine kullanılabilir.
2.Uygun sulama rejimi ve sistemlerinin kullanılması:
Düzenli ve yeterli yağış alamayan bölgelerde yetiştirilen çim bitkilerinin optimum büyüme ve gelişmeleri için alana yerleştirilen yağmurlama sulama sistemlerinden sağlanacak su ile ihtiyaç duyuldukça desteklenmesi gerekebilmektedir (Şekil 5). Su tüketimini azaltabilmek için, her gün ve/veya gün aşırı planlanmış sulama rejimi yerine çimi gözlemlemek ve solmaya başladığı ve parlak yeşil rengin donuk ve mat bir hale geçtiği zamana kadar beklenebilir. Çimin suya gerçekten ihtiyaç duyduğu doğru zamanı tespit etmek için şöyle bir yöntem tavsiye edilebilir. Çim alan üstünde yürüdüğünüz zaman, ayak iziniz arkanızdan görünebilir şekilde kalıyorsa çiminiz suya ihtiyaç duyuyor, öte yandan basma etkisiyle yatan çimler hızla toparlanıyor ve eski haline dönüyorsa henüz sulama ihtiyacı yok demektir. Sık aralıklar ile azar azar sulamak (örneğin her gün) sadece su tüketimini arttırmaz aynı zamanda çime gerçekten zarar verir. Böyle bir sulama rejimi çim bitkilerinin yüzeysel bir kök sistemi oluşturmasına, başta kuraklık olmak üzere farklı stres türlerine karşı toleransının çok zayıflamasına ve alandan daha hızlı kaybolmasına neden olur.
Eğer Bermuda veya Zoysia çimi gibi kuraklığa dayanıklı çim türlerine sahipseniz, doğal bir yağışın olmadığı kurak geçen bazı periyotlarda, sulama yapmayarak örneğin 2 -3 hafta, çiminizin doğal olarak saman sarısı ve kahverengine dönerek dormansiye (uykuya) girmesine izin verebilirsiniz. Belirtilen bu sıcak iklim çim türlerinin bazı çeşitleri susuzluğa karşı inanılmaz derecede dayanıklıdır ve kendi başına bırakıldığında yaklaşık iki aya kadar kuraklık koşullarına dayanabilir. Sonrasında yağmur yağdığında veya sulamayı tekrar başlattığınızda, özellikle de derine giden sağlıklı kök sistemi varsa, birkaç haftada yeniden toparlanarak yeşil çim dokusunu oluşturacaktır. Çevre dostu bir düşünce ile yeşil alanlarımızda ve ev bahçelerinde yağmur varillerinin kullanımı ve biriken suların çimlerimizi sulamak için kullanımı da tavsiye edilebilir.
Çim alanlarda su tüketimini etkileyen en önemli bakım uygulamalarından birisi de sulamayı günün hangi saatinde yaptığımızdır. Sulama günün en sıcak saatlerinde yapıldığında, örneğin 11-14.00 arası, su daha çim köklerine ulaşamadan hızlı bir şekilde buharlaşarak atmosfere verilir. Bunu engellemek için sabahın erken saatlerinde, gün henüz doğarken verilmelidir. Böylece verilen suyun büyük bir bölümü çimin kökleri tarafından alınarak yapraklarına iletilir. Akşam saatlerinde yapılan sulama ise çimlerin gece boyunca ıslak kalmasına yol açarak hastalık riskini arttırdığından tavsiye edilmez. Benzer şekilde aşırı sulama sadece değerli bir kaynağı israf etmekle kalmayıp, bitki sağlığını kötü etkileyerek ölümüne ve çim alanın tekrar yeniden ekilip dikilmesine neden olabilir.
Toprakta aşırı su birikimi, bitkilerin kök sistemlerini oksijensiz bırakarak kök çürümesine, mantari hastalıkların gelişmesine katkıda bulunur. Bu kapsamda akıllı sulama sistemlerinin kullanımı özellikle tavsiye edilir. Bu sistemler suyu yalnızca çimin ihtiyaç duyduğu zaman ve miktarda uygulayarak boşa harcanacak suyu önemi ölçüde engelleyebilmektedir. Akıllı sulama sistemleri, bitkilere ihtiyacı kadar suyun verilmesi ile sudan ve üretimden maksimum verimin elde edilmesi için geliştirilmiş sistemlerdir. Günümüzde bu sistem yeşil alanların sulanmasında da başarıyla uygulanmaktadır. Akıllı sulama sitemleri akıllı vana kontrolü ve sensörler sayesinde, arazi ve bitkiden aldığı ölçümlere (nem, rüzgar ve yağış ölçümü vb.) dayalı olarak, yeşil alanlara sadece ihtiyaç duyulan suyun verilmesini temin eder ve böylece sınırlı sudan maksimum faydalanmayı sağlar. Bu sistemler sayesinde yağmurlu günlerde sulamanın otomatik devre dışı kalması ve çimlerin gereksiz aşırı sulanmasının önüne geçilir. İklimsel ve arazi verilerine dayalı çalışan bu sistemler sayesinde çim alanlarda su kullanım etkinliği %40'a varan oranda arttırılabilmektedir. Sulamayı çevresel koşullara göre programlayan kontrolörler ve sulamayı toprak nemine göre kesen toprak nemi sensörleri gibi su uygulama teknolojileri, su yönetimi kararlarını iyileştirebilir. Günümüzde belediyeler bu teknolojileri uzun vadeli peyzaj sulama planlarının bir parçası olarak benimsemeyi ciddi olarak düşünmelidir.
Bunlara ek olarak yeşil alanlarda kullandığımız mevcut yağmurlama sulama sistemlerinin başlık ve boruları düzenli olarak kontrol edilmeli ve olası su sızıntıları tamir edilmelidir. Nitekim 0.01 cm den daha küçük minicik bir su damlasının sızıntısının bile yılda toplam 20000 L su israfına neden olduğu göz önüne alınırsa daha geniş ölçekli su sızıntılarında ne kadar fazla suyun israf edilebileceği unutulmamalıdır.
3.Çim alanların ihtiyaç duyduğu temel besin elementlerinin düzenli ve doğru oranda uygulanması:
Yaptırılacak toprak ve/veya yaprak analiz sonuçlarına göre çim bitkilerinin en çok tükettiği besin elementlerini (başta azot, potasyum ve fosfor olmak üzere) içeren gübreleri doğru oran ve zamanda uygulayarak daha sağlıklı ve derine giden bir kök sistemi oluşturulmalıdır. Derin ve yoğun kök kitlesine sahip çimler daha az sulama ister ve kurak geçen dönemlerde bitkinin su stresine daha dayanıklı olmasını sağlar. Özellikle 2:1 ve/veya 1:1 oranında azot: potasyum içeren gübreler çim bitkilerinin yüksek sıcaklık, kuraklık ve basılma streslerine karşı daha dayanıklı olmasını ve yabancı otlarında daha iyi baskılamasını sağlayacaktır. Serin iklim çim bitkilerinde sonbahar ve sıcak iklim çim bitkilerinde ise özellikle geç ilkbahar ve yaz dönemi, derine giden kök sistemi oluşturmak için ideal gübreleme zamanlarıdır.
4. Çim biçme makinalarında uygun biçim yüksekliğinin ayarlanması:
Kelleştirilmeden, mevcut türe uygun yükseklikten biçilen çim alanlar daha derine giden kök sistemi oluşturarak topraktaki mevcut su ve besin elementlerini daha iyi kullanır. Uygun kademede düzenli biçim, optimum büyümeyi devam ettirirken daha fazla kök sistemini destekleyerek, çim alanın yüksek sıcaklık, kuraklık ve diğer streslere daha dayanıklı olmasını sağlar. Özellikle kuraklık, yüksek sıcaklık vb stres koşullarında çimlerinizi kullandığınız tür için önerilen biçim aralığın üst sınırında biçmelisiniz. Bu durum toprak yüzeyinin biraz daha gölgelenmesine ve daha serin kalmasına hizmet ederek oluşabilecek aşırı buharlaşmayı engellerken, daha derine giden kök sistemi oluşmasını teşvik eder. Sonuç olarak çok kısa kesim yerine daha yüksek kademeden biçim alanın su stresine daha dayanıklı olmasını ve az su tüketmesine yardımcı olacaktır. Bu amaçla Bermuda ve Zoysia çimlerini 4-5 cm, Festuca arundinacae türünü ise 7.5-10 cm yükseklikten biçmek önerilir. Eğer düzenli aralıklarla uygun yükseklikte biçim yapıyorsanız, kesilen biçim artıklarını (clipping) toplamayarak çim alanın üstünde bırakınız. Kesilen çim yaprakları kısa zaman içinde kuruyup kompoze olarak içindeki faydalı besin elementlerini toprağa geri verir. Su tüketimini attırmamak için uygulanabilecek en pratik kural biçim yüksekliğinin bir defada çimin sadece 1/3 ünü alacak şekilde ayarlanmasıdır (Şekil 6).
Örneğin toprak yüzeyinden yaklaşık 9 cm uzamış çiminizin üstten en fazla 3 cm'lik kısmını alacak şekilde biçim yapınız. Daha derin (kısa) biçim, sürgün büyümesini ve dolayısıyla su tüketimini arttıracaktır.
Sonuç olarak bulunduğumuz bölgeye adaptasyonu iyi ve kuraklığa en dayanıklı çim tür ve çeşitlerini seçer, bitkinin ihtiyacı olan uygun bakım koşullarını sağlar ve su kullanımında tasarruf sağlayacak teknolojileri entegre edebilirsek çim alanlarda su tüketimini oldukça azaltabiliriz. Böylece çim alanlardan ödün vermeden sürdürülebilir peyzajlar oluşturabiliriz.
Kaynaklar
Beard, J.B. 1973. Turfgrass: Science and culture. Prentice Hall, Englewood Cliffs, NJ.
DaCosta, M., and B. Huang. 2013. Heat-stress physiology and management. In: J.C. Stier, B.P. Horgan, and S.A. Bonos, editors,Turfgrass: Biology, use, and management. Agron. Monogr. 56. ASA, CSSA, and SSSA, Madison, WI. p. 249-278.
DiPaola, J.M., and J.B. Beard. 1992. Physiological effects of temperature stress. In: D.V. Waddington, R.N. Carrow, and R.C. Shearman,editors, Turfgrass. Agron. Monogr. 32. ASA, CSSA, and SSSA, Madison, WI.
Fu, J., J.D. Fry, and B. Huang. 2004. Minimum water requirements of four turfgrasses in the transition zone. HortScience 39:1740-1744.
Huang, B., X. Liu, and Q. Xu. 2001. Supraoptimal soil temperature induced oxidative stress in leaves of creeping bentgrass cultivarsdiffering in heat tolerance. Crop Sci. 4:430-435. doi:10.2135/cropsci2001.412430x
Hatfield, j. 2017. Turfgrass and Climate Change. Agronomy journal, 109:1708-1718.
Sever Mutlu, S. Selim C. 2017. Sustainable Landscaping with Turfgrasses.Cumhuriyet Science Journal (CSJ), cilt.38, sa.2, ss.187-193, 2017
S. Severmutlu, N. Mutlu, R.C. Shearman, E. Gurbuz,O. Gulsen, M. Hocagil, O. Karaguzel, T. Heng-Moss,T.P. Riordan, and R.E. Gaussoin, 2011. Drought Resistance of Warm-season Turfgrasses Grown in Mediterranean Region of Turkey. HortTechnology, 21( 6): 726-736.