
11 Ağustos 2022 Perşembe
İran Bahçeleri hakkında farklı dillerde birçok kaynak olmasına rağmen Türkçede İran Bahçelerinin tarihsel gelişimini, tasarımlarını ve tasarım kurallarını bilimsel olarak anlatan kaynak eksikliği bulunmaktadır. Bu nedenle İran Bahçe Sanatı kitabıyla, Ahameniş kuralının başlangıcından Kaçar döneminin sonuna kadar bahçe tasarımının özelliklerini, örneklerini, modellerini ve bunların şekillendirilmesindeki etkili faktörlerini açıklamaya çalıştık. Bu alandaki veriler, İran bahçeleriyle ilgili yazılmış olan en başta Farsça yazılan ilgili tarihi kitaplardan, yazılan sefer namelerden ve yapılan tarihi ve güncel yayınlardan toplanmıştır.
İran'da Peyzaj Anlayışı
İran Bahçe Sanatı kitabı peyzaj sanat tarihi konusundaki boşluğu ve eksikleri tamamlamak adına yazılmış ve özellikle peyzaj mimarlığı alanında çalışan akademisyenin başta olmak üzere öğrencilere ve diğer meslek grupları için de faydalı bir kaynak olacağını düşünüyoruz. Beş bölümden oluşan kitabımızın birinci bölümü giriş niteliğinde olup bu bölümde kültür, din ve edebiyat açısından İran bahçeleri değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, Büyük Padişahların Bahçeleri ve üçüncü bölümde Safevî döneminde farklı kentlerde yapılan bahçeler ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise 19. yüzyılda yapılan İran bahçeleri ve özellikle Şiraz kentinde yer alan bahçeler değerlendirilmiştir. Kitabın sonuç kısmını oluşturan beşinci bölümünde, İran bahçelerinin farklı tarihi dönemlerine ait tasarım özellikleri ile bu bahçelerin yapısal ve bitkisel detayları açıklanmıştır.
Çağlar boyunca bahçeler, insanların günlük hayatlarındaki sıkıntılarından kurtulabilecekleri, doğa ile sıkı ilişkiler kurabilecekleri bir çeşit sığınak olmuştur. Kutsal kitaplarda cennetin bir bahçe şeklinde anlatımı, insanların dünyadaki yaşamlarında da birer küçük cennet mekânına sahip olma arzusunun yansıması olarak görülür.
Tarihi Bahçeler
Kültürler zaman içerisinde değişerek gelişirler. Geçmiş ve gelecek arasında bağlayıcı özelliğe sahip olan kültürlerin bu değişim ve gelişim süreçlerinin incelenmesi, o dönemdeki toplumlar hakkında önemli ipuçları verir. Tarihi bahçeler, temsil ettikleri dönemlerim sosyal, siyasi yapılanmalarından, kültür ilişkilerinden ve dönemin ihtiyaçlarından etkilenerek ortaya çıkmış ve günümüze kadar adeta evrim geçirmiştir. Bu bahçeler tarihsel süreç içerisinde toplumların kültürlerinden ve yaşam biçimlerinden doğan, içinde bulunduğu dönemi yansıtan "bahçe sanat" yaklaşımlarını açıklamaktadır.
İran medeniyetinde bahçe, farklı unsurların bulunduğu bir alandır. Belirli ve önceden düşünülmüş ilkelere dayalı, doğal ve özel geometrisi olan bu İran bahçeleri adeta cenneti temsil etmektedir. Bahçe, bir cennet imgesi olarak, İran inançları içerisinde her zaman kutsal bir yere sahiptir. Bunun nedeni, İranlıların dini görüşleri ve cennete olan inanışlarından kaynaklanmaktadır.
İranlılar eski çağlardan beri doğa ile yakın bir ilişki içerisindedirler. Dolayısı ile İran bahçesinin asıl amacı, kullanıcılar için yeşil ve ferahlatıcı bir alan tasarlamanın ötesinde, insan ve doğa arasındaki iletişimin ve yapıcı etkileşimin oluşmasını sağlamaktır. Ahura Mazda, öğretilerinin bir bölümünde doğa ile ilgili olarak şöyle diyor: "Suya, bitkilere, hayvanlara saygı duyan dini kabul ediyorum. İran dininde su, bir bitki gibi kutsal ve tapılan bir unsurdur ve suyu tutmak ve korumak için Anahita adında özel bir meleğin olduğuna inanılır. Bu bahçelerin en önemli unsurları bitki, su, ışık ve toprak başta olmak üzere köşkler, saraylar, süs havuzları, bahçe duvarları ve bahçe donatılarından oluşmaktadır.
Sanat ve Kültürün Birleşimi
İran bahçeleri mükemmel bir yapı olarak İran kültürü, doğası ve sanatı arasında bir köprü konumundadır ve insanların gereksinimlerini çevre şartları ile uyumlu hale getirebilen güzel bir örnek oluşturmaktadır. Bir başka ifade ile gerçek yaşam ortamından esinlenen İran mimarisi, İran ve İslam düşüncesinin özü ve cilvesi olarak kabul edilir. Benzer şekilde İran bahçeleri de İranlıların yaşamları için arzu ettikleri ideal şartları yansıtan bir ayna olarak görülür. İran'da bahçeler her zaman cenneti ve ebediyeti temsil eden mekânlar olmuştur. Eski zamanlardan beri İranlıların avlularda ve binaların çevresinde bağlar ve bahçeler, yapmaya karşı özel ilgileri olduğu bilinmektedir. "Perdis" sözcüğü evlerin etrafındaki bahçeleri ifade etmek için kullanılıyor. Diğer milletler için de örnek teşkil eden bu sözcük kapsamında ele alınan bahçeler uzaklara kadar yayılmıştır.
Tasarım Alayışı
İran bahçelerinin ve saraylarının tasarımı, genellikle İslam öncesi mimari ve bahçe tarzı ile sonraki yüzyılların mimari tarzının bir karışımıdır. Bu karışım, İran mimarisinin genel özelliklerine sahiptir ve İslam mimarisi olarak bilinmektedir. İran bahçeleri, dünyada sergilenen birçok farklı bahçe sanatlarını da etkilemiştir. Burada belirtmek gerekir ki, İslami dönemde mimarisi ve geometrisi, ağaçları ve çiçek bahçeleri ile birlikte gelişen İran bahçe sanatı anlayışı, İslam dünyasının genişlemesiyle birlikte uzak diyarlara nüfuz etmiş ve bu sayede Hindistan'dan İspanya'ya kadar yayılmıştır.
Geçmişi Ahameniş hanedanına kadar uzanan İran bahçeleri sanatı, bir yandan İran'ın kültür, din ve medeniyetinin bazı temel özelliklerinden, diğer yandan da çevresel koşullardan etkilenmiştir. Bu bahçelerin genel tasarımı, Ahameniş yönetiminin başlangıcından Kaçar döneminin sonuna kadar Çahar Bağ tasarımının anlayışına dayanmaktadır. Ancak, Kaçar döneminin sonundan Pehlevi döneminin başlangıcına kadar bu bahçeler, Batı mimari tarzından etkilenerek modernize edilmiştir.
İran Bahçeleri hakkında farklı dillerde birçok kaynak olmasına rağmen Türkçe dilinde İran Bahçelerinin tarihsel gelişimini, ilkelerini ve tasarım kurallarını bilimsel olarak anlatan kaynak eksikliği söz konusudur. Bu nedenle İran Bahçe Sanatı kitabı, Ahameniş döneminin başlangıcından Kaçar döneminin sonuna kadar bahçe tasarımının ilkelerinin, özelliklerinin, modellerinin ve formlarının oluşmasında etkili olan faktörler örnekler ile açıklanmaya çalışılmıştır.
Veriler, İran bahçeleriyle ilgili en başta Farsça yazılmış olan ilgili tarihi kitaplardan, gezginlerin sefernamelerinden ve yapılan tarihi ve güncel yayınlardan elde edilmiştir. Beş bölümden oluşan kitabımızın birinci bölümü giriş niteliğinde olup bu bölümde kültür, din ve edebiyat açısından İran bahçeleri değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, Büyük Padişahların Bahçeleri ve üçüncü bölümde, Safevî döneminde farklı kentlerde yapılan bahçeler ele almıştır. Dördüncü bölümde ise 19. yüzyılda yapılan İran bahçeleri ve özellikle Şiraz kentinde yer alan bahçeler değerlendirilmiştir. Kitabın sonuç kısmını oluşturan beşinci bölümünde, İran bahçelerinin farklı tarihi dönemlerine ait tasarım özellikleri ile bu bahçelerin yapısal ve bitkisel detayları açıklanmıştır.
Genel bir sonuç olarak, peyzaj sanat tarihi konusundaki Türkçe kaynaklı boşluğu ve eksikleri tamamlamak adına yazılmış olan İran Bahçe Sanatı kitabı, özellikle peyzaj mimarlığı alanında çalışan akademisyenler başta olmak üzere öğrenciler için ve diğer ilgili meslek grupları için faydalı bir kaynak olacağı kanaatindeyiz.