
24 Şubat 2023 Cuma
Recep Şahin – Aralya Fidancılık Kurucu Ortak
Halil İbrahim Aslan – Aralya Fidancılık Genel Müdür
Varlıkları ve hammaddeyi, topluma ve gezegene değer katacak ürün ve hizmetler üretmek üzere özenle bir araya getiren veya dönüştüren kişiye üretici denir. O zaman bizde bir üreticiyiz diyebiliriz. Aralya Fidancılık olarak ürettiğimiz şey ise dünyadaki bütün kumsallardaki kumların tamamından bir tanesi kadar diyebiliriz.
Dış mekân bitki üretimi tarım alanındaki metre kare birim başına karlılığı en yüksek olan sektörlerden biridir. Bu sektörün gelişmesi ülke ekonomisinin gelişimine de katkıda bulunuyor. Bu yüzden yaptığımız işi seviyor ve önemsiyoruz. Ayrıca bitki üretmek ve sürekli onları gözlemlemek bize zevk ve enerji veriyor. Bitki dünyası dipsiz bir kuyu misali her gün yeni ve farklı şeyler öğretiyor bize, buda zihnin sürekli açık olmasını sağlıyor.
Aralya Fidancılık olarak dünya çapında sektördeki en köklü firmaları gezdik ve üretim müdürlerine kafamızda bir türlü cevabını bulamadığımız soruyu yönelttik ‘'Firma içerisinde üretimi bilen insanları nasıl yetiştiriyorsunuz?'' Çünkü bu soru bizim için sadece bir merak değil büyük bir sorunun da çözümü niteliğini taşıyordu. Hepsinin cevabı aynı oldu firmada üretimde çalışan elemanların çocuklarını da küçük yaşta işe getirmelerini istiyoruz. Daha sonrada bu çocuklar bu firmada çalışıyorlar. Buradan bizim çıkardığımız sonuçlar şu oldu; bitki üretmek uzun bir süreçtir bu uzun süreçte hataları ya da doğruları tespit etmek ciddi bir zaman ve maddi kayıplara neden olur. Bir diğer çıkardığımız sonuç ise bu iş aile kültüründe veya insanın içinden gelen bir istek ile oluşur. Bizde yıllar içinde kendimizce öğrendiğimiz şu ana kadar doğru bildiğimiz bazı bilgileri paylaşmak isteriz. Her şeyi burada anlatmak mümkün değil o yüzden 10 ana madde şeklinde izah etmeye çalışacağız.
1. Bölge Seçimi: Bu aşamada ya üretilecek bitkiye göre yer seçilmeli ya da bölgeye göre bitki türleri belirlenmelidir. Yapılan üretimden kar elde edebilmek için çaba sarf ediyoruz, bazı bitkilerin gelişimi ülkemizin belli bölgelerinde kısa sürede büyür ve daha formlu yetişir bu da maliyeti ciddi manada etkiler. Bitki üreticilerinin hepsi aslında bitki satarken zamanı da satar bunu unutmamak gerekir. Zamanın maliyeti büyük bir girdidir. Tabi ki formu da önem arz eder iklim şartları bazı bitkilerin daha kompakt ve dolgun olmasını sağlar bu da görselliği etkiler. İşe yeni başlayacaklar için bu durumu iyi analiz etmek gerekir. Eğer ki hâlihazırda bir üreticiyseniz ve ben şu bitkileri üretmekten anlıyorum ve zevk alıyorum diyorsanız şunu söylemekte fayda var; "çölde üretim yaparak maliyetlerini çok yükseltirsin ve o ürünü ithal getirmek daha ucuz olur" Örnek vermek gerekirse Picea pungens ‘Glauca' (mavi ladin) yüksek rakımda ve biraz soğuk iklimde formlu ve güzel olur, eğer siz mavi ladini sahil bölgesinde üretmek isterseniz form, dolgunluk ve büyüme hızı istediğiniz gibi gitmeyebilir. Ladin üretip para kazanmak istiyorsak onun yetişebileceği bölgeye tesis kurmak zorundayız.
2. Tesis Kurulumu: Ülke şartlarında maalesef 13 bilinmeyenli denklem gibi en büyük üreticilerimizin tesislerinde bile ciddi yetersizlikler bulunmaktadır. Tüm bunları yok sayıp tesise alt yapı ile başlanmalıdır geçirgen bir zemin ve üstüne bir taban örtüsü sermek önemlidir. Geçirgen bu zemin torflu bitki üretiminde özellikle önem arz eder. Zeminde su birikmesi, saksı altındaki hava deliklerinden su girmesine ve su seviyesindeki bekleyen harcın çamurlaşıp köklerin ölmesine neden olur. Aralya Fidancılık olarak ağırlıkta çalı üretimi yapıyoruz ve çalı üretimi yapan firmaların genelinde bu sorun çok önemlidir. Taban örtüsü kullanımı zeminde büyüyen yabani otları önleyerek yabani ot ile mücadelede ciddi önem gösterir. Ülkemizdeki yabani ot popülasyonu öyle zengin ki taban örtüsü tam anlamıyla yeterli olmuyor fakat büyük ölçekte yardımcı oluyor.
3. Sulama Sistemleri: Yağmurlama, sisleme, damlama vb. şekillerde bitkilerin talebine göre bir sistem seçmek gerekir ve bunu yaparken doğayı örnek almak ama doğayı tahrip etmeden yapmak önemlidir. Suyun tahlilini yapmak gübre takviyesi için önemlidir. Suyun sertliği, kireç oranı, Ph derecesi gibi önemli faktörlere göre tedbir almak gerekir. Eğer kullandığınız su kaynağı akarsu ya da iyi bir göl yatağı ise mineral bakımından zengin olduğu için bitkilerinize daha faydalı gelecektir. Yeraltı sularının büyük bölümünün kireçli ve sertlik oranı bizim istediğimiz düzeyde değildir. Eğer sondajdan su kullanılacaksa bu suyu havuzlarda dinlendirip kullanmakta fayda vardır. Akarsular içindeki bir su taneciğini düşünün belki de her bir taşa, kayaya vurduğunda yumuşuyor içindeki kötülükleri bırakıyor o taştan alacağı iyi şeyleri alıyor bizim için faydalı hale geliyor. Biraz mistik ama sanki geçeklik payı da var gibi... Sonuç olarak doğal şartalar en iyi şekilde kullanmak bir üretici için hem karlılık hem de kolaylık sağlar.
4. Bitkisel Harç: Bitkilerin dikildiği harç gelişim için çok önemlidir; torf, toprak, mil, cocopeat (hindistan cevizi kabuğu) gibi, biz sadece torflu üretimi yaptığımız için torflu bitkiler için bilgi verebiliriz. Torfun ne olduğu anlatmaktan ziyade nasıl bir torf kullanacağımız bizi çok ilgilendirir. Fide ve tohumdan üretimde yani pot ve viyollerde ince torf kullanılmalıdır, çalı ve ağaççıklarda orta kalınlıkta, ağaçlarda ise kalın ve lifli seçim yapılmalıdır. Harcın içine % 10-20 oranında cüruf, ponza, perlit konulabilir. Bu ürünlerde saksıda su tutmasına ve köklerin hava almasına yardımcı olur. Torf içerisinde bitkiyi yetince besleyecek oranda besin bulunmamaktadır, dolayısıyla gübre harca mutlaka konulmalıdır. Gübrenin verimi ve miktarı oranlaması bütün bitkilerde değişiklik göstermektedir miktarı ve kalitesi size kalmıştır. Gübre konusunu ayrı bir başlıkta ele aldık. Harç tavsiyesi olarak % 45 lifli torf % 45 cocopeat % 10 ponza ve gübre ile yapılan bir karışım bitkileriniz için iyi gelecektir. Maliyetlerden dolayı bu karışımları yapamıyoruz ama çalışmalarımız devam ediyor.
5. Gübre: Gelişen teknolojiden gübrelerde nasibini aldı ve yavaş salınım teknolojisi saksılı üretim yapanlar için olmazsa olmazlardan ya da bizim tercihimiz bu yönde. Harcımıza karıştırdığımız yavaş salınımlı gübreler bitkinin ilk kök gelişimi ve gövdeye tesiri için çok etkilidir. Fakat harca konulan gübreler belli bir süre sonra bitkiler de etkisini azaltır. Bu dönemler gözlemlendiğinde saksı üstüne ya da suya katılan takviye gübreler ile bitki görselliği güzelleştirilir ve büyüme devem ettirilir. İnsanların yediği gıda, besin maddesi gibi bitkilerin besin maddesi de gübredir. Hangi minerallerin hangi dönem verileceği de önem arz eder. Büyüme dönemlerinde farklı durağan dönemde farklı gübreleme uygulanmalıdır. Ne kadar takip edilebilir bilmiyorum ama bitki gelişimini ‘Ay Takvimi' ile de kontrol sağlayabilirsiniz. Ne varsa eskilerde var...
6. Fide-Fidan: Dış mekân bitki üreticilerinin çok zorlandıkları bir konuda fide ve fidandır. Türkiye'de fide bulma konusunda ciddi sıkıntılar vardır. Aralya Fidancılık olarak sloganımız "Fideden Ağacadır". Sektöre ilk girdiğimiz yıllarda sadece fide ve fidan üretimi yapıyorduk ciddi yol kat ettik ve birçok sorunu çözdüğümüzü düşünüyoruz. Size bu konu hakkındaki sonucumuzdan bahsedeceğiz. Üretici bir firma sadece üretici olarak kalıp ve pazarlama yapmak istemiyorsa birkaç üründe branşlaşarak karlılığı ve kalıcı olmayı ancak böyle sağlayabilir. Ülkemizdeki pazarın sürekli yöntem ve şekil değiştirmesi üreticiyi ciddi zor durumlara bırakabiliyor. Eğer branşlı olarak üretim yaparsa ekonomik olarak sıkıntılı zamanlarda az maliyet ile bu dönemleri atlatabilir. Ciddi pazar ağına sahip firmalar tam anlamı ile fide ve fidan üretimi ile ilgilenemedikleri için fide firmalarına ihtiyaç duyarlar. Sonuç olarak fide önemli bir faktördür ister kendiniz üretin ister dışardan alın kaliteli fide ve fidanlar kaliteli bitkileri meydana getirir. Sağlıklı fidede sağlıklı bir tohumdan sağlıklı bir çelikten sağlıklı bir aşıdan geçer.
7. Saksı Seçimi: Üretim farklılıklarına göre bitki türüne göre bitki formuna göre saksı tercihi yapılmalıdır. Bitki saksıya dikildiğinde kökleri saksının iç kısmındaki çehresine ulaşıp orada kök oluşturur. Bu olaydan yola çıkarak eğer bitkiyi hızlı büyütmek ve daha sağlıklı bitki üretmek istiyorsak adım adım saksı büyütmek çok verimlidir. Kimi bitkilerin kök yapıları üst kısma göre az gelişir bu bitkiler için konik saksı kullanmak mantıklı olur. Kompakt bir bitki üretmek için basık saksılar görselliği arttırır. Bambuya bağlanarak bir ürün üretilecek ise dar uzun saksılar kullanmak mantıklıdır. Saksının genel olarak bitkiyle orantılı olması önemlidir. Saksıdaki kanalların yapısı, şekli ve delik sayıları da önemlidir.
8. Bitkilerin Budanması: Budama ile bitkilerimiz form ve şekil alır bu şekilde standart bir hale gelir gençleşme sağlar ve sağlıklı sürgünler meydana gelir. Üreticilerin yaptığı en büyük hatalardan biri de budama yapmamak, budamaları yanlış zamanlardan yapmak ya da hatalı budama yapmaktır. Bir bitki soğuk ve don dönemlerde makaslandığında dal kuruması olur ya da bitkiyi kökten kurutur. Bu dönemleri sezonları iyi gözlemleyerek bitkiyi dallarını sürmeden önce budamak gerekir böylece daha fazla dal ve form oluşur. Ayrıca satışa gelmiş bitkileri satıştan düşürecek şekilde budama yapmak satış sezonunu kaçırmaya neden olabilir. Yanlış budamaya da örnek vermek gerekirse bazı bitkiler bazı büyüme dönemlerinde yapraksız kalacak şekilde derin budanır ise bitki ölümü gerçekleşir.
9. Malç Kullanımı: Saksı üstünde malç kullanımı ot çıkmasını engelleyen ya da azaltan bir yöntemdir. Ülkemizde maliyetten ve bilinmemekten dolayı kullanılmamaktadır fakat çok önem verilmesi gerekilen bir husustur. Ot ayıklama işlemi bütün üreticilerin sorunudur. Dikimden sonra saksı üstüne uygulamak yıllık işçiliği düşürür ve kaliteyi arttırır. Otun azalması demek daha az iş yoğunluğu, daha az emek, daha az maliyet, daha fazla güzel ve besinli bitkiler demektir.
10. Zirai İlaç: Bu konuda üreticilerin dikkat etmesi gereken önemli husus teşhisin doğru koyulması gereklidir. Daha sonrasında da doğru mücadele verilmelidir. Doğru teşhis doğru ilacı atmaya yarar, doğru mücadele de kontrolde tutmayı sağlar. Örneğin; sektördeki maymuncuk problemi halen sonuca ermiş değil ve çoğu üreticinin farkında olmadığı bazı püf noktaları var. Kasım ayında az miktar görünen bu haşere köke inip kökleri yiyerek beslenmektedir. Köke inmesini engellemek için sonbaharda da mücadeleye devem etmek gerekiyor. Mart ayından sonbahara kadar bırakmamak gerekir. 4 yıldır yeni karşılaştığımız trips ayrı bir problem. Yani hepsi için ayrı bir savunma uygulamak gerekli.
Sonuç olarak bize göre üretici bir sanatçı gibidir. Sanatçı sanatını asistanına ya da ailenin bir ferdine yaptırabilir mi? Bu sanatlarını aşı yaparak, çelik yaparak, budama yaparak, kaliteli ve sağlıklı bir şekilde bitkiyi büyüterek sergilerler. En güzeli de tüm bunların hepsini kullanarak ortaya bir eser bırakmaktır.
Suyun doğası gereği kendince bir hikâyesi vardır. Suyu bir yerden döktüğünüzde kendine bir yol bulur. Önüne bir kaya geldiğinde onu delemez etrafından dolaşır, büyük bir set geldiğinde setin önünde birikir ve sonra hızla akmaya devam eder. Kaya zamanla erir, set ise zamanla işlevini yitirir. Üreticinin de önüne kayalar ve setler her daim çıkar bu sorunlara takılmadan engelleri de sakince düşünerek birlik içerisinde su olmak gerekir. Her daim su gibi üretmeye devam edelim...