DÜNYA BİTKİDEN NE KADAR PARA KAZANIYOR?

DÜNYA BİTKİDEN NE KADAR PARA KAZANIYOR?

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bitki Materyali ve Yetiştiriciliği Bölümü Doç. Dr. Turan Yüksek, dünyada bitkiden kazanılan paraya dikkat çekerek, bu konuda Türkiyenin durumunu değerlendirdi.

 

TIBBI VE AROMATİK BİTKİLER

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bitki Materyali ve Yetiştiriciliği Bölümü Doç. Dr. Turan Yüksek, üniversite bünyesinde yürüttükleri tıbbı aromatik bitkiler çalışmaları ve bitkilerin rakamsal kazanımları ile ilgili bilgi verdi. Öncelikli olarak bölgenin dinamiklerine dikkat çeken Yüksek, projenin bölgenin kalkınmasına katkı sağlayacak bir çalışma olduğuna vurgu yaptı. Doğu Karadeniz bölgesinde tarımsal arazi varlığının yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Yüksek: Toprak işlemeli tarıma uygun araziler, bölge arazisinin sadece yüzde 2sine denk geliyor. Bu arazilerin büyük çoğunluğu da zaten tarım dışı amaçlarla kullanılıyor. Tarım, tarımın olmadığı yerde yapılıyor, dolayısıyla verim ve rekolte her geçen gün azalıyor. Bir diğer sorun ise, doğu Karadenizdeki yaşam ve sosyal koşulların değişmesi. Yani insanlar artık, eski bilindik mahrumiyet bölgesindeki çiftçilik mantalitesi ile yapılan tarımı kabul etmiyor. Artık herkes daha iyi bir yaşamın hesabını yapıyor. Bu nedenle doğu Karadeniz koşullarında akıllı tarım yapmak çok büyük bir önem arz ediyor. Biz de bundan esinlenerek bölge dinamiklerini analiz ettik. Karadeniz bölgesinde ilk defa 2009 yılında dönemindeki adıyla Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulunda tıbbı ve aromatik bitkiler bölümünü kurduk. Bir yandan eğitim-öğretim faaliyetleri ile uğraşırken; diğer yandan kırsal alandan kentlere göç eden kadınlara iş gücü kazandırılması ve tarıma dayalı nitelikli iş gücü potansiyelinin artırılması için Avrupa Birliği Fonları tarafından desteklenen proje yanı sıra, Rize Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ve İş Kur ortaklığıyla düzenlenen süs bitkisi yetiştirme eğitim kursalarını tamamladık.

Doğu Karadenizde yapılacak kırsal kalkınma çalışmalarında ele alınması gereken lokomotif unsur sahip olduğu zengin biyo-çeşitliliğidir. Bunun dışında tatlı ve tuzlu su ekosistemlerin taşıdığı potansiyel değerlerdir; ancak en biyo-çeşitlilik ve bunun içinde de tıbbi ve aromatik bitkiler kırsal kalkınma çalışmaları için çok büyük bir potansiyele sahiptir. Doğu Karadeniz Bölgesinin sadece Rizeye özgü florasında Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Adil Güner ve arkadaşları tarafından 1987 yılında yapılan bir çalışmada Rize ili florasında 1430 adet bitki olduğu ve bunların 72 tanesinin tıbbi aromatik bitki menşeli olduğu belirtiliyor. Buna; Trabzon, Artvin ve Karadeniz ardını da eklediğiniz zaman doğu Karadeniz florasında 4000 civarında bir rakama ulaşıyor." diye konuştu.  

 

 

BİTKİNİN KAZANDIRDIKLARI

‘Dünya genelinde yaklaşık 1 milyon bitki türü olduğu ifade ediliyor diyen Doç. Dr. Turan Yüksek: "Bunun 750 bini tanımlanmış. 5 sene öncesine kadar Avrupa Birliği florası ile ilgili 13-15 bin rakamları zikredilirken bugün onlar da floralarını revize ediyor ve 20-25 bin aralığında bitkisel tür zenginliği olduğu söyleniyor. Burada esas önemli olan kavram ise, dünyanın bitkiden ne kadar para kazandığı... Dünya, bitkiden 2015 yılında 1. 2 trilyon dolar para bekliyor. Türkiye için odun dışı orman ürünlerinin potansiyel piyasa değeri yaklaşık 16-19 milyar dolar. Rizenin 1430 adet tür çeşidine bakıldığı zaman tür çeşitliğinin potansiyel piyasa değeri 1.9-2.22 milyar dolar. Bal hariç, odun dışı orman ürünlerinin Rizedeki değeri yaklaşık 4 bin dolar. Yani biz potansiyel değerin yüzde 1lerindeyiz. Avrupa Birliği potansiyel değerinin yüzde 75-78inde. Doğu Karadenizin müthiş dinamikleri var. Esas sorun; bu dinamiklerin para kazandırılması için yapılması gerekenlerin bir grubunun araştırmalarına ve üniversitelerine denk gelmesi." dedi.

 

TÜRKİYEDE RAKAMLAR

Karadenizde klasik tarım anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyleyen Yüksek: "Geniş alanlarda, gelişigüzel keyfi uygulamalarla yapılan tarımın yerine, daha küçük alanlarda yoğun bilgi ve teknik altyapı donamının kullanıldığı akıllı tarım uygulamaları hayata geçirilmeli. Ben üretilen mamullerin büyük oranda hammadde bazlı ihracata karşıyım. Ürünün bütün kalemlerinin işlenip, işlendikten sonra değerlendirilmesinden yanayım. Mesela, fındığın yüzde 75i Türkiye piyasanın elinde. Fındığın kırılıp yurt dışına fındık olarak satılmasıyla elde edilen gelir bütün dünya fındık piyasasının yüzde 5i bile etmiyor. Bu da şu demek; bütün zahmetini siz çekiyorsunuz ama rahmetini aklı olan, teknolojik yatırımlar yapan ülkeler elde ediyor. Mesela son dönemlerde moda olan Mavi Yemiş dedikleri bitkiye yönelik yoğun bir araştırmamız var. Mavi Yemiş; topraktan tepesine gelinceye kadar müthiş ekonomik öneme haiz olan bir bitki. Meyvesi altın değerinde, dünyada antioksidan ve anti-aging değeri en yüksek olan 18 bitkiden biri. Hatta ilk 3te olduğu ifade ediliyor. Bunun gibi birçok özellikleri var. Özellikle de tıp sektöründe. Rahim ağzı kanserinden, kolon ve akciğer kanserine varıncaya kadar yurt dışında son 25 yıldır bu bitkinin tıbbi önemi üzerine çalışılıyor. Bu bitkiden ilaçlar, çaylar elde ediliyor. Bitkinin; yaprağı, meyvesi ve odunu çok değerli. Bitkinin faydaları saymakla bitmiyor. Doğu Karadeniz bölgesinde bu türe ait geniş bir yayılış alanı olmasına rağmen kazandırdığı para sıfır. Amerika Birleşik Devletleri bu işten yılda 200 milyon dolar kazanıyor. Bizim tüm odun dışı orman ürünlerinden Türkiyede kazandığımız değer; 200 milyon dolar ihracat, 100 milyon dolar ithalat, yani yaklaşık yılda 100 milyon dolar gelir. Tabi her şey bir anda olmuyor. Amerikada bu başarı yakalanırken neler yapmışlar bunları konuşmamız gerekiyor. Her bir yerin öne çıkan yetişme ortamı özelliklerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu sınıflandırmalar yapıldıktan sonra çiftçilerin akıllı tarım konusunda uygulamalı olarak eğitilmesi, hangi amaçla ve hangi orjinli fidelerle bitkisel ürün yetiştirileceğinin çiftçiye öğretilmesi ve uygulamaların izlenmesi gerekiyor. Mesela sadece Rizede odun dışı orman ürünlerinin taşıdığı potansiyel aktüele dönüştürülse 60 bin kişiye yılda 7500-10000 dolar arasında gelir sağlanabilir." şeklinde konuştu.

 

 

 

DİĞER ÇALIŞMALAR

Yürüttükleri diğer çalışmalarla ilgili değerlendirmede bulunan Turan Yüksek, şunları kaydetti: "Şu anda Biota Laboratuarları ile karayemiş üzerine çalışıyoruz. Sağlıklı gıda tüketimi ile ilgili tercihler zirveye çıkıyor. Sağlıklı gıdayı istemek yetmiyor ona ulaşmak da ciddi maliyetler gerektiriyor. İnsanların beslenmesine önemli olan gıdaların doğal olarak yetiştirilmesi ve tüketicilerin hizmetine sunulması son derece önemlidir. Bu anlamda yörede öne çıkan önemli türlerden biri karayemiştir. Karayemişin şeker hastalarının tedavisinde önemli olduğunu büyüklerimizden hep duymuştuk. Ancak, bu konuda ülkemizde yapılmış herhangi bir çalışma yok. Bizde bu konuda özellikle laboratuar analizleri konusunda BİOTA Laboratuarlarından yardım istedik. Şirket yönetim kurulu başkanı Cihad Dündar beyin konuya olumlu yaklaşımları ve şirket CEOsu Prof. Dr. Murat Türkoğlu beyin destek ve katkılarıyla karayemişin şeker hastalığına etkileri konulu ana projenin öne çalışmalarına başladık.  Farklı karayemiş meyvelerinden topladığımız örnekleri BİOTA Laboratuarlarına gönderdik. Ekstraklar hazırlandı ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Halis Şimşek hoca tarafından hayvan deneyleri yapıldı. Hayvan deneyi sonuçları son derece başarılı çıktı. Bu ürünün endrüstriyel ürün olması ve yöredeki kırsal kalkınma ve istihdama katkı sağlaması son derece önemlidir. Ancak bunun başarılabilmesi için çok daha büyük bütçeli detaylı araştırmaların yapılması gerekir. Bu arada önemli olan husus başlamış olan projelerin sürekliliğinin sağlanmasıdır. Nihai hedefe ulaşmak için bu olmazsa olmaz unsurlardandır.

 

BÜTÇE GEREKİYOR

 

"Yine üniversitelerde farklı projeler hayata geçirdik. İş adamı Ali Nihat Gökyiğit bölgede çiçekçiliği canlandırmak istediğini söyledi ve üniversite olarak bunu kabul ettik. Uluslar arası standartlarda bir bahçe kurduk. Bu bahçede Azalea ve Kamelyanın 41 kültivarı mevcut. Bitkiler bize geldiği zaman 10-12 santim boyundaydı, şu anda 1 metreyi geçenler var. Bahçeyi kurduktan sonra İş-Kur ile bir proje hazırladık. Çalışma kapsamında, süs bitkisi yetiştirme konusunda Gardensa Çiçekçilik Yönetim Kurulu Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi Riccardo Disperati tarafından kursiyerlere yetiştiricilik konusunda bilgiler verdi.  Önümüzdeki dönemlerde Demir elma ile ilgili bir çalışma yapmayı planlıyoruz. Ayrıca; siyah çaydan yeşil- beyaz çaya geçmek, çay bahçelerinin restorasyonu, çay topraklarına verilen gübreyle meydana gelen kirliliğin azaltılması ve ekolojik ve organik çay bahçelerinin oluşturulması ile ilgili bir projelerimiz var. Tabi bu projelerin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi için belli bir bütçe gerekiyor. Gerçekleştirmeyi düşündüğümüz projelerin siyaseten de ilgi görmesi çok önemli. Siyasetin istekleriyle üniversitenin öne koyduğu bu akademik bilgiler birleştirilebilirse vatandaşın faydasına çok güzel çalışmalar ortaya çıkar diye düşünüyorum. Bölgenin farklı alternatif kaynaklara ihtiyacı var." 

 

 

 

 

 

From Recep Tayyip Erdogan University Faculty of Fine Arts, Design and Architecture, Department of Landscape Architecture  Plant Material and Culture Assoc. Dr. Turan Yüksek, drawing attention the money earned from the plant in the world and he evaluate the situation in Turkey about  this topic. Mr. Yüksek emphasized that Europe use their plant species richness potential very much but Turkey is not on desired level.

 

 

 


Paylaş: 

Diğer Haberler