Yerli Fide Üreteceğiz

BAYÇİKOOP bir yıl önce düşünemediğimiz, hayal edemediğimiz projeleri bir bir gerçekleştiriyor. Bölgemize ve sektöre katkı sağmaya devam ediyor.

Yerli Fide Üreteceğiz

REMZİ ADIYAMAN: Sayın Başkanım, öncelikle bize bu fırsatı verdiğiniz için okurlarımız adına size teşekkür ediyoruz. BAYÇİKOOP’la ilgili kısa bir bilgi vermek gerekirse, kaç üyesi var, şu anda geldiğimiz aşama ne durumda?

ERSOY SÜMERKAN: BAYÇİKOOP 2000 yılında kuruldu, ben 2004 yılından beri yönetim kurulu başkanlığı yapmaktayım. Emekli öğretmenim, emekli olduktan hemen sonra BAYÇİKOOP’a başkan oldum. Şu anda ortak sayımız 400 civarında, ortaklarımızın yüzde 85’i aktif üreticilik yapmaktadır. BAYÇİKOOP’un ve Bayındır’ın üretim potansiyali gün geçtikçe artmakta ve üretim kalitesi yükselmektedir. Bayındır’ın üretim yaptığı alan mevsimlik bitkiler, yer örtücü bitkiler, çalı türü bitkilerdir. Bu alanda kaliteli ürün üretiliyor. Kalitenin artmasında BAYÇİKOOP’un rolü çok büyük ama İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin rolü çok daha büyüktür.

REMZİ ADIYAMAN: Yürütülen projelerinizden bahseder misiniz? Yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir?

ERSOY SÜMERKAN: İzmir Büyükşehir Belediyesi ile 13 yıla yakın süredir alım garantili, sözleşmeli üretim yapmaktayız. Bayındır’ın yoğun ürettiği mevsimlik bitkiler, çalı grubu ve yer örtücü bitkilerini bu sözleşme dâhilinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne satmaktayız. 2019 başarılı şekilde bitirdik, 2020 yılı için planlamalar yapılıyor şu anda, hangi bitkilere ihtiyaç olduğu tespiti yapılıyor, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile çalışmaya devam ediyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi mevsimlik çiçekte ve çalıda bir standart oluşturdu, Dünya standartlarında yapılan üretim yöntemleri ile torfta bitki üretimi yapılmasına teşvik etti. Türkiye’de alım garantili üretim modelini geliştiren kurum BAYÇİKOOP’tur. Bu model oluşturuldu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile anlaşıldı, ardında Türkiye’ye örnek bir proje oldu. Birçok belediye alım garantili üretim çalışmasını örnek alarak projeler oluşturdu, geçtiğimiz yıl İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ, İstanbul’da bulunan kooperatiflerle alım garantili anlaşma yaptı. Bu anlamda doğru yolda olduğumuzu düşünüyoruz. Süs bitkisi alımı yapan diğer belediyelerden beklentimiz de alım garantili çalışmalar yapmaları. Böylece hem üretici, hem de belediyeler uzun vadeli planlar yaparak daha doğru adımlar atacaklardır. Bu modelin Türkiye’deki tüm belediyelere örnek olması ve projenin geliştirilmesini umuyoruz. Alım garantisi dışında, satın alma yapacak olan belediyeler oluşturdukları liste ile kooperatife geliyor, resmi işlemler yapılması gerekiyor, kooperatiflerden ürün alımlarında İhale Kanunun 3/A maddesi gereği istediği ürünleri temin edebiliyor, teklif verilip sözleşme imzalandıktan sonra istenilen ürünler sarılıyor, nakliyesi yapılıyor ve indiriliyor, bu da bizi tercih etmelerine sebeb oluyor. Hem resmi işlemleri kolay oluyor hem de onlar için nakliye işlemleri kolay oluyor. Aynı zamanda birkaç belediye ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde ürettiğimiz bitkilerin dikim işlemini de biz yapıyoruz. Böylece üreticinin bitkilerini en iyi biçimde pazarlamayı amaçlıyoruz. Pazarlama çalışmaları neticesinde geçen yıl Hollanda’ya çalı türü bitki satışı yaptık.

REMZİ ADIYAMAN: Sizce üretimde kaliteyi artırmak için neler yapılmalı?

İhracat için kaliteli üretimin gerektiğini üreticiye anlatıyoruz. Hollanda bu konuda Dünya’da kendini ispatlamış durumda, Hollanda’nın yaptığı üretim çok fazla değil, yapılan peyzaj uygulamalarında satın aldığı kaliteli bitkileri kullanıyor. Çalı grubunda İtalya ve İspanya gibi kaliteli üretim yapılması halinde Hollanda firmaları bitkilerimizi alacağını söylüyor. Biz bu durumu üreticiye anlatıyoruz, fakat biraz zaman alıyor. Saksıda kullanılan harç biraz maliyetli çünkü yurtdışından geliyor. Bunu yapmak aslında zor değil, herkes torfta üretilen bitki talep ettiği takdirde, üretim bu yönde yoğunlaşmak zorunda kalacaktır. Belediyeler, torflu bitkiye de topraklı bitkiye de aynı parayı ödememeli, bu torflu bitki üretimi yapan üreticiye zarar verir. Bu durumu önlemek için Bakanlık tarafından alınacak karar ile Belediyelere kendi dikim alanlarında topraklı bitki kullanılmaması tebliğ edilirse, bu durumun önüne geçilecektir. Böylece kaliteli malzeme kullanılarak, kaliteli ve Dünya satndartlarında üretime geçilecektir. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu standartları bize getirdi. Mevsimlik bitkilerde ve yer örtücü bitkilerde kaliteyi yükselttik, çalıda da kalite yükselmeye başladı. Türkiye piyasası tıkanmaya başlıyor artık bizim Yurtdışına açılmamış lazım, bunun yolu da kaliteli üretim yapmaktan geçiyor. İnşallah, Devletin standartlar belirlemesi ve destekleriyle birlikte daha hızlı gelişeceğiz, Uluslararası standartları daha kolay yakalayacağız ve ülkemize döviz getireceğiz.

 

REMZİ ADIYAMAN: Uluslararası ortak projeleriniz var, bu projenizle ilgili olarak bilgi verir misiniz?

ERSOY SÜMERKAN: Şu anda BAYÇİKOOP bir yıl önce düşünemediğim, hayal edemediğim projeleri gerçekleştiriyor. Başlangıçta, Hollandalı bir firma ile sklement ıslah çalışması başlattık, sıcakta üretilebilen sıcağa dayanıklı ıslahı çalışması olarak, çalışma sonuçlandı ve rapor haline getirildi. Detayını vermek istemiyorum çünkü çalıştığımız firma bunu Dünya’ya açıklayacak, isim hakkını bize verdiler, ismini de şu an zikredemiyorum, 2020 yılında bir sergi yapılacak Dünya’daki tüm sklement üreticileri çağırılacak ve tanıtımı yapılacak. 2021 yılında ise ticari tohumu Dünya pazarına satılmaya başlayacak. Şu anda BAHÇİKOOP dünyanın en fazla tohum üretimi yapan “Syngenta Firması” ile partner firmadır. İki ay önce Hollanda merkezli olan firmanın CEO’su ile gelecekte yapacaklarımızı konuştuk ve birçok proje ortaya çıkarttık, İnşallah bunları gelecekte hayata geçireceğiz.

REMZİ ADIYAMAN: Türkiye’nin tohum üretiminde durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

ERSOY SÜMERKAN: Bahsettiğim projenin arkasından iki firma daha geldi yine Hollanda firması. Birkaç bitkide tohum üretme denemesi yapmamızı istediler. Daha öncesinde profesyonel biçimde tohum üretimi yapmamıştık, yabancı olduğumuz bir alandı. Tohum üretme denemelerine başladık, çalıştığımız firmalardan projelerle ilgili olarak sık sık ziyarete geliyorlar. Bizi bilgi ve teknoloji konularında bilgilendiriyorlar. Çalışanlarımız bunları öğreniyor, yaptığımız denemeler çok sağlıklı şekilde ilerliyor. Bazı denemeleriz bitti, iyi sonuçlar aldık. Bu noktada firmalar bize tohum ürettiğimiz takdirde satın alacaklarını belirtiyorlar.

 

REMZİ ADIYAMAN: Tohum üretimi için gerekli altyapıya sahip miyiz?

ERSOY SÜMERKAN: Tohum üretimi gelişmiş altyapı, ısıtmalı ve soğutmalı sera gerektiriyor, bu da yeni tesisler yapılması anlamına geliyor. Bunun için 2500m?2; arazi satın aldık, elektrik ve su gibi altyapı çalışmalarını tamamladık, İzmir Kalkınma Ajansı’na başvuruda bulunduk ve Sera Yapım Proje’siyle ilgili destek olacaklar. Bu destek tek başına yetmiyor, bizim ana sermayemizi kullanarak bu seraları yapmak zorundayız. Seraları bir an önce bitirip üretim yapmaya ve satış pazarlamaya geçmemiz lazım ki Ülkemize döviz girsin, kooperatifimize gelir kazandıralım. Başka firmalar da geldi, mesela Japon Taki firması geldi, Dünyada sayılı firmalardan birisidir. Proje teklifiyle geldiler fakat altyapımız olmadığı için kabul edemedik.

REMZİ ADIYAMAN: Tohum üretiminin önemini vurguladınız. Bu alanda hangi adımlar atılmalı?

ERSOY SÜMERKAN: Eğer yaptığımız üretimi bir adım öteye götürmek istiyorsak tohum üretimi yapmamız gerekiyor. Çünkü bizim şu an yerli firmalarda mevsimlik çiçekte yerli tohum üretimi yok. İki ziraat mühendisi ve iki ziraat teknikeri çalışanımızı tohum ve ıslah konusunda uzmanlaştırıyoruz. Türkiye’de tohum ve ıslah konusunda bilgi sahibi insan varsa da ben bilmiyorum. Üniversitelerde mutlaka vardır ama uygulamada kimse yok. Türkiye’ye teknik eleman kazandırmak istiyorum, bugün dört kişiler yarın sayıları artacaktır. Böylece memlekete kalifiye eleman kazandırmış olacağız. Hedeflerimiz bunlardır ve bu hedeflere ulaşmak için emin adımlarla yürüyoruz. Bazı şeyleri net olarak paylaşamıyorum çünkü henüz sonuçlanmadı. Firmalarla sözleşmemiz var, gizli kalması gereken noktaları açıkça belirtiyorlar. Çalıştığımız firmalardan bazıları daha öncesinde Türkiye’de çalışmış, anlaşmaya uyulmamış gizlenmemiş ama bizde o güveni gördükleri için bizi tercih ediyorlar. Devlet ve özel sektör bu işlere biraz yatırım yapmalı. Örnek vermek istiyorum, Hollanda’da bir firmaya gittik, o firmanın yetkilisi, 74 yaşlarında bir beyefendi, bahçesini gezdirdi bize ve gördük ki 11 çeşit gül üzerinde ıslah çalışması yapıyor. Sıradan bir firma bunu yaparken biz neden bunu yapmayalım? Bizde de bunu yapacak altyapı ve bilgi birikimi mevcut. Başlamak için ne gerekiyor Devlet bunu tartışsın, bizi desteklesin ve yönlendirsin. Bugün meilland gülü çıktı Fransa’dan ve piyasayı eline aldı, bizim güllerimiz var bunları geliştirerek satmamız gerekiyor. Sklemet bitkisini yıllarca çalışarak pazara uygun hale getirdiler şimdi dünyaya satıyorlar. Bu yolda hedef belirlemek ve yürümek gerekiyor, BAYÇİKOOP’un hedefleri bunlardır. Buradaki fideliğimiz sayılı fide üretim tesislerinden biridir. Ürettiğimiz fideler çok kalitelidir. Bu tesisleri Türkiye’ye kazandırmalıyız, üretici temelli tesisiler olması lazım. Bir örnek vereyim geçen sene sktelemet çalışmamız sonucunda Türkiye’de 10 farklı firmaya fide gönderdik, bu fidelerden yüksek seviyede verim alındı. Milyonlarca sklement fidesi Yurtdışından alınıyor, neden paramız dışarı çıksın?  Biz üretmek için adayız ki ürettik de sonuçlar çok iyi.


Paylaş: 

Diğer Haberler